20 Mart 2010 Cumartesi

Kek Tart....


Bu hafta sonu çok yoğunum ...Dün akşam yemeğe misafirlerim vardı ..Yemekti temizlikti derken koştur koştur bir gün oldu benim için..
Bugün yine yemekli misafirim var.Hazırlıklar tamam biraz dinleneyim dedim karşınızdayım ..
Dünkü  misafirlerim için bu tartı hazırlamıştım .Büyükler beğendi, küçüklerse iki kat beğendi..


Çok bereketli bir tarif oldu benim için .Bir hamurla iki ayrı kek sahibi oldum..
İşte tarifi ..
Malzemeler
3 yumurta
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı yoğurt
1 er paket Kabartma tozu ve vanilya
Normal kek kıvamı olacak kıvamda un (3 su bardağı kadar)
Ara da kullanmak için Ahududu , kivi ve toz fıstık.

Kakaolu Krema
3 Su Bardağı Süt
2 Çay Bardağı Şeker
1 Yemek Kaşığı Un
2 Yemek Kaşığı Kakao
2 Tatlı Kaşığı Mısır Nişastası
1 Adet Yumurta Sarısı

Yapılışı
Önce yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar mikserle çırpalım.Sırasıyla yağını ve yoğurdu ekleyelim. Kabartma tozu ve vanilyayı ekleyelim .Ununu da ekleyip mikserleyelim yağlanmış tart kalıbına yarılayarak dökelim.Hamuru kalıba fazla dökerseniz taşabilir onuda göz önüne alın.180 derecede ısıtılmış fırında 30 dakika kadar pişirelim.
Kek pişince biraz soğusun kalıbından ters olarak çıkaralım. 
Kremasını hazırlayalım .Bunun içinse tüm krema malzemesini bir tencerede birleştirelim mikserleyelim hepsi iyice karışsın.Sonrasında kaynayana kadar pişirelim .Sıcağı biraz çıkınca tartımızın üzerine yeterince dökelim.
Kakaolu kremanın üzerine Ahududu ve kivi parçaları nı dilimleyelim.
Meyvelerin üzerine jöleyi hazırlayıp dökelim .
Üzerinede ben hazır çilek jölesi kullandım .Paketin üzerindeki tarife göre hazırladım .
Tartımızı buzdolabında soğumaya bırakalım.  
Dedim ya bu malzemeden iki ayrı kalıpta pişen iki kekim oldu.Ben diğerini de çocuklar için aynı şekilde hazırladım .Krema malzemesi ve jöle ikisine de yetti.
Baton kalıpta pişen kekim biraz fazla kabardı .Bende kekin üst kısmını kestim.Üzerine direk jölesini sürdüm damla çikolata ve minik şekerlerle süsledim..
 Burda Büyük merakla ne yapıyorlar biliyor musunuz??
Bu pembe alet benim Eminönüden aldığım fındık kırma makinası..Üstten fındıkları koyuyorsunuz yanda ki metal kolu çevirince alttan fındıkları kırmış olarak size geri veriyor.Çocukların çok hoşuna gitti hepsi sırası ile çevirdiler kolu.
İşte kırılmış fındıklar .Aynı makina yandaki ayarı değiştirilince cevizde kırıyor..
Bi de kabukları ayrılmış halde verse ne güzel olur dimi?
Benden bu kadar gidip diğer yapmam gerekenleri yapayım .Malum misafirler biraz sonra gelecekler..
Aceleyle yazdım eksik ve kusurlar için affedin.
Yarın da akraba günümüzün bir diğeri var..
Sabırsızlıkla bekliyorum..  

18 Mart 2010 Perşembe

Havuçlu pırasalı çorba...


Yemeğe gelen misafirim için değişik bir çorba yapma arayışına girdim.. Bu çorbayı amcamın kızında yemiştim çok hoşuma gitmişti..Hazır misafir gelince bu çorba da  aklıma geldi...Aradım tarifi istedim ..Muhteşem bir lezzet çıktı ortaya..
****
 Kremalı çorba kıvamında çok hoş bir çorba oldu...
Malzemeler
1 orta boy küp doğranmış havuç
1 ince pırasa(ince doğranmış)
1 su bardağı süt
3 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı sıvıyağ
yarım çay bardağı tel şehriye(isteğe bağlı)
karabiber, tuz
4 su bardağı su

Yapılışı
Havucu yıkayıp temizleyelim ve küp doğrayalım.Tencerede kızdırılan yağda havuçlar yumuşayıp rengi yağa çıkana kadar kavuralım.Sonra ununu  ekleyip unun kokusu gelene kadar kavuralım.
Soğuk suyu ekleyip unun topaklanmaması için hızlıca karıştıralım,Su ısınınca minik doğradığımız pırasalarıda ekleyelim.
Tel şehriyeleri de bu aşamada ekliyoruz .Ben bu tarz çorbalara tel şehriyeyi yakıştırıyorum .Çorbamız kaynamaya başlayıncada sütünü ekleyelim.Tel şehriyeler yumuşayana kadar  biraz daha  kaynatalım....Tuzunu ve karabiberini de ilave edelim.
Servis esnasında zevke bağlı olarak sıvı yağda kızdırdığınız kırmızı biber de ilave edebilirsiniz..
****
***
**
Çorbanın kıvamı koyu olursa biraz daha süt veya sıcak su ekleyebilirsiniz.
Bu çorbada pırasa tadı çok hissedilmiyor.İçimi yumuşak derler ya aynen öyle oluyor..İsterseniz et suyu ekleyip daha lezzetli bir çorba elde edebilirsiniz..

----Afiyet olsun----

Benim hediyem....

Benim hediyemde geldi..
Pembedüşbahçesi' nin düzenlediği hediyeleşme etkinliğine katılmıştım.. Bana çıkan arkadaşıma hediyesini yollamış ve eline ulaştığı haberinide aldım..Kendi hediyemi de sabırsızlıkla beklemeye başlamıştım..Ben evde yokken bir paket gelmiş bizimkilerde almışlar..Kime çıktığımı çok merak ediyordum ..
Alalacele paketi aldım, kimden geldiğini anlayamadım ama sonrasında öğrendim ki Keyfe-seyran arkadaşım'a çıkmışım..
Kendisine zarif hediyesi için teşekkür ediyorum..

istanbul'un kalbi Eminönündeydik...

Eminönü İstanbul'un buram buram tarih kokan semti ..
Yeni Camii ve Diğer camileri, Mısır Çarşısı, gücercinleri, seyyar Satıcıları, Vapur sesleri, Balık ekmek kokusu, ve tüm kalabalığı ile İstanbul'un en renkli semtlerinin başında gelir ..
Çoğu zaman insanda bağımlılık yapar ..
****
İşte bizim de gitme zamanımız gelmişti demek ki dışarıdaki soğuğa aldırmadan Annemle Eminönünde buluştuk ..
Dışarıdaki soğuktan sonra Mısır Çarşısının sıcacık havası karşıladı bizi .. Kuyumcular, kuruyemişçiler, seramikçiler dizilmişti sıra sıra ...
Onu mevsim eksik olmayan turist kardeşler tabii ...
Hava soğuk ama insanları ve tabi ki bizide etkilemiyor desem yanlış olur ama buna rağmen seyre daldık bile ..
Çiniler çok göz alıcıydı .. Rengarenk ve çeşit çeşit hediyelikler harikaydi ..
Kumaşlar, Tuhafiye malzemeleri, Perdeciler, çeyiz dükkanları.
Bunlarda Mısır Çarşısının içinden görüntüler ..
Marpuçcular Handan, takı malzemeleri, eşarpçılar, tokalar çiçekçiler kına geceleri için bir sürü şey ..
Eminönü o kadar renkli ki, insan neyi alacağını nereye bakacağını şaşırıyor ...
Her gittiğimde farklı bir yerini keşfediyorum ..
Ayrıca makarna Malzemeleri ve Aletleri, kalıpları şeytanın Fermo ve Nüans'a da uğradık.Değişik kurabiye kek kalıpları, makarna malzemeleri vardı ama Satılan şeyler ithal olduğu için fiyatlar çok astronomik geldi ....
Eminönü sınırları içerisinde görülebilecek diğer yerler de şöyle ..
Büyük ve küçük Ayasofya
Sultanahmet Camii
Süleymaniye Camii
Yeni Camii
Beyazıt Camii
Şehzade Camii
Topkapı Camii
Dikilitaş
Beyazıt Meydanı
Kapalıçarşı
Çemberlitaş
Yerebatan Sarnıcı ve daha bir çok yer ...
Ayrıca Mısır Çarşısı önünde Fatih Belediyesi tarafından Çanakkale Şehitleri ile ilgili bir sergi var. Bu sıralar giderseniz görmeden Dönmeyin derim ... Bu vatanın geleceğini kurtaran ve de hazırlayan kahraman ŞEHİTLERİMİZİ Rahmetle anıyoruz.Ruhları şad olsun inşallah ..

16 Mart 2010 Salı

Köfteli yarma çorbası...

Havalar her ne kadar ısınmış gibi görünsede soğuk hala. İçimizi ısıtmak için ne lazım.
Eee tabii dumanı üzerinde ,sıcak lezzetli bir çorba dimii?
İşte onlardan biri..
Bu çorba teyzemden .Dedemi ziyarete gittiğimizde bu çorbayı yapmıştı...Aslında biz bu çorbaya benzeyen ,bir başka çorba Toyga çorbasını yaparız . Teyzem de çorbayı görünce önce Toyga çorbası sandım ama değildi . İçinde farklı olarak köfteler  vardı .Bende sizinle paylaşmak istedim . 
İşte tarifi..
Malzemeler
200 gr kiyma
Yarım çay bardağı köftelik bulgur
Tuz,karabiber
Yeterince su.(istege göre bir bardak et suyu da konulabilir.)
Bir bardak aşurelik buğday (biz yarma diyoruz.)
Sıvıyağ, kırmızı biber ve nane

terbiyesi için
Bir kase yoğurt, bir yemek kaşığı un,1 yumurta sarısı

Yapılışı
Öncelikle yarmayı önceden düdüklü tencerede pişirelim. Sonrasında  çorbanın köftelerini hazırlamak için kıymaya köftelik bulguru ve tuzu ekleyerek yoğuralım.Ve minik minik köfteler yapalım..Tencereye buğdaylarımızın üzerine çıkacak kadar su koyalım, kaynamaya başlayınca köfteleri içine atalım.Diğer yandan da terbiyesini  hazırlalayalım. Bir kasede yoğurt ,un ve yumurta sarısını  iyice çırpalım, kıvamı koyu oldu ise soğuk su ile biraz açabilirsiniz.Köfteler pişince yoğurdun kesilmemesi için çorbanın suyundan terbiyesine katıp yavaş yavaş çorbaya dökelim.Ve biraz daha kaynasın.Çorbamızın tuzunu da ekleyelim.Tavada sıvıyağ da kırmızı biber ve naneyi kızdıralım ve çorbamızın üzerine dökelim.

-----Afiyet olsun-----

15 Mart 2010 Pazartesi

Blogger Ödülü..

 Ezgili tarifler ,Bir güzel çiftiz(Ayşenur) ve  Sümeyye bana bu  ödülü göndermişler..Öncelikle  kendilerine teşekkür ediyorum
********
Ben de birçok hassas arkadaşım gibi bu ödülün ismini değiştirerek başlıyorum cevaplamaya..
INNOVATİVE ( YENİLİKCİ ) BLOGGER ÖDÜLÜ olarak alıyorum.Neden derseniz creative (yaratıcı )kelimesi sadece Rabbime has bir özelliktir ve başkalarına verilemez...

Bu ödülün belli de şartları var..
1.Sizi ödüllendirene teşekkür edin.(ettim)
2.Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın.(Yayınladım)
3.Ödülün logosunu yayınlayın.(Yayınladım)
4.7 yaratıcı blogger ödüllendirin.(Ödüllendirelim)
5.7 blogun linkini yayınlayın.(Yayınladım)
6.Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.(Ettim)
7.Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın
Bunu daha önce yazmıştım buradan bakabilirsiniz.Bu yüzden tekrar yazma gereği duymuyorum .

Bunlarda kurallar gereği ödülü gönderdiğim 7 arkadaşım

Minişlerin anneciği           Nohut oda bakla sofa          Birsel ve İrem        Bengü mutfakta

                             Casminella-            Ezgili melodi              Bir terazinin günlüğü

                                             Hadi sizlere kolay gelsin...........

14 Mart 2010 Pazar

Vişneli kek ve maceralı bir gün ...

Bu sabah Küçük oğlum Berkan'ın Sınıfına ait babalar toplantısı vardı .Babamız sabah sabah oraya gitti .
O oradayken bizde oğluşla öğleden sonrası için bu vişneli keki yaptık.
Malzemeler
3 yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
3 su bardağı un
kabartma tozu,vanilya
2 tatlı kaşığı kakao
biraz ceviz
1 kase çekirdekleri çıkarılmış vişne

Yapılışı
Yumurta ve şekeri şeker iyice eriyip karışım krema kıvamını alana kadar mikserleyelim.
Yoğurt ve yağı ekleyelim biraz daha çırpalım.Un, vanilya ve kabartma tozunu da ekleyelim,Cevizleri karıştıralım.
Bu karışımdan 3 yemek karışımı ayıralım kalan karışımı yağladığımız uygun bir borcama aktaralım.
Ayırdığımız karışıma kakaoyuda ekleyelim ve borcamda ki karışımın üzerine döküp çatalla hafifçe karıştıralım.
Kek karışımımızın üzerine vişne tanelerimizi serpiştirelim.
180 derecede ısıtılmış fırında 25 dakika kadar pişirelim..
Kek hamuru bayağı bereketli oldu .İlaveten benim minik kekçiklerimde oldu..
Öğleden sonra nereye gideceğimizi kararlaştırmadan yiyeceklerimizide aldık çıktık dışarı.
Yolda verdiğimiz kararla bu hafta da İstanbul'un başka bir köy yolunda bulduk kendimizi.
Başakşehir'e bağlı Şamlar köyüne gittik
 
Öğrendiğimize göre 500 senelik bir köymüş burası.Eyüp Sultan'ın askerleri olarak gelen insanlar tarafından kurulmuş.Köy'ün asıl yeri 15 sene önce istimlak edilmiş ve Sazlıdere barajı kurulmuş.Köy biraz yukarı taşınmış.
Baraj iyi hoş ama çevresi çok bakımsız hatta pis.İçtiğimiz suyunda burdan geldiğini düşünürsek durum daha da vahim.
Barajın etrafı balık tutanlarla doluydu .7 -8 kiloluk sazanların tutulduğu oluyormuş.  
 
Barajın etrafını sonuna kadar gidelim dedik demez olaydık .Çamura saplandık kaldık. Yardıma gelen bir kaç kişi sayesinde ,üstümüz başımız çamur olması pahasına kurtulduk. 
İşte arabamızın saplanıp kaldığı çamur kümesi..
İnsanların bize yardıma gelmesi çocukların çok hoşuna gitti.. 
Çamur maceramızın sonunda yaptıklarımızı soğuk yüzünden alalacele yiyip evimizin yolunu tuttuk .
Dönüş yolunda daha önce bize yardım eden amcaları gördük, arabamıza aldık .Yardım sırası bizdeydi         onları otobüs durağına kadar bıraktık..Çocukların dikkatini çekmiş .
---Allah yardımlarının karşılığını ne çabuk verdi anneee dimi dediler.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...