28 Haziran 2010 Pazartesi

Yumurtalı Kabak.....


Hayırlı bir hafta dileyerek başlayalım yeni postumuza...
Bu hafta bende bir koşturmaca vardı sormayın gitsin...
Hafta sonu görümcemin oğlunun düğünü için Samsun'a gelin almaya gittik .
Orada kınamızı yaptık;
ertesi günde gelinimizi aldık geze geze İstanbul'a geri döndük ..
Pazar günü de düğünümüzü yaptık.Bu arada da farketmeden baya yorulmuşum .
Furkan da yatılı olarak yaz okuluna başladı.
***
Biz evde üç kişi kalınca, hava da güzel olunca balkonda kahvaltı yapmaya karar verdik..
Farklı ne yapalım derken aklıma kabak kavurmam geldi..
Gerçi çokta  farklı değil ama ben çok severek yiyorum..
Sizle de paylaşmak istedim..
Yukarıda görülen dağ çileği reçelini Samsundan gelin alma dönüşünde  Bolu da köylülerden aldım..
Çilek bildiğimiz çileğin minyatürü şeklinde ama lezzeti çok güzel..
Bu çileğe bazı yörelerde mayıs deniliyormuş..
**
  *  
Kabak yemeyen iki oğlum yumurtalı olarak kavurmasını çok seviyorlar..
  
  Malzemeler
2  orta boy kabak
3 sivri biber
3 yeşil soğan
4 yemek kaşığı sıvıyağ
3 yumurta
tuz, karabiber

Yapılışı
Kabakları ve sivri biberimizi temizleyip yıkadıktan sonra küp küp doğrayalm..
Sıvı yağı tavamıza alalım küp doğradığımız kabaklarımızı ve sivri biberimizi ilave edip beraber kavurmaya başlayalım..
Onlar kavrulurken yeşil soğanlarımızı ince doğrayalım,
 kabaklar yumuşarken soğanlarımızı da ekleyelim..
Tuzunu ekleyelim.Sebzeler iyice yumuşayıp kavrulmuşken yumurtalarımızı tek tek kıralım .
Yumurtalar da pişince karabiberimizi serpiştirelim.
Yumurtalı kabağımız hazırdır sıcak sıcak harika olur ..

..............................Afiyet Olsun........................  

24 Haziran 2010 Perşembe

Zeytinyağlı Barbunya...

Sevgili Dostlar Merhaba;
Havaların bir yağmur bir güneşli gidişinden midir,çocuklar evde ondan mıdır nedir bilinmez
bloğa yeni tarifler ekleme ve yazma konusunda pek bi  yavaşım ...
Durum ve ortam müsait olsa ,yaptıklarım ve yapacaklarım evdekilere kilo aldırmasa ne güzel olurdu..
 İşte böyle, bendeki durum bundan ibaret.
Zeytinyağlılar yaz aylarının kurtarıcı hafif yemekleridir..
Bu arada barbunyanın tam zamanı kışlık dondurucuya koymak için alınabilir..
Bizim evdekiler çok severek yemeseler de kurtuluşları yok sağlıklı diyorum zoraki yiyorlar...

Malzemeler
1 kg barbunya
3 domates rendesi
2  kuru soğan,( yemeklik doğranmış)
1 küp doğranmış havuç(ben eklemedim)
1 çay bardağı sıvıyağ
750 ml kaynamış su
3 diş sarmısak
2 küp şeker ve tuz
Bir kaç dal maydanoz..

Yapılışı
Soğanı sıvıyağda  kavuralım. Bu aşamada isterseniz minik küpler şeklinde doğradığınız havuçları ilave edebilirsiniz.
Rendelediğimiz domatesleri de ekleyelim ve iyice kavuralım.
Barbunyayı ekleyip 5 dakika daha kavuralım.
Suyunu ,tuzunu ,sarmısak rendesi ve küp şekerini  ilave ederek kısık ateşte barbunyalar yumuşayana kadar pişirelim..
Zeytinyağlı barbunyamız iyice yumuşayıp pişince soğuk olarak, hatta mümkünse buzdolabında 1 gün dinlenmiş şekilde servis edilirse daha da lezzetli olur.
Bu  arada üzerine ince doğranmış maydanozunu da serpmeyi unutmayalım ....
**
*
***Barbunya pişerken suyunu çok çeker ,pişerken arada kontrol ederseniz iyi olur.
Suyu azalırsa ilave edebilirsiniz.. Ama zeytinyağlılar genelde piştikten sonra susuz olur ona göre..

.............................Afiyet olsun.........................

22 Haziran 2010 Salı

Bir Hamur İki Farklı Ekmek (Döner pidesi ve Bazlama)



Bu gördüğünüz ekmekler bildiğiniz içine döner konulan ekmekçikler...
İlk defa Yeturla Lezzet Karelerinde gördüm...
Ve hemen yapmaya karar verdim...
Yapımı hem kolay hem de çok zevkli..
Tarif için kendisine teşekkür ediyorum..

Malzemeler
1 kilo un
1 Paket yaş maya(ben kuru maya kullandım)
1 Yemek kaşığı ekşi yoğurt
Yarım kahve fincanı sıvıyağ
1 Yemek kaşığı şeker
1 Yemek kaşığı tuz
ve Yoğurmak için ılık su

1 fincan süt (üzerine)


Yapılışı
Ilık su yardımı ile tüm malzemeyi kullanarak yumuşak bir hamur elde edelim(kulak memesinden yumuşak)
1 saat kadar mayalanmaya bırakalım.....Mayalanıp hamurumuz kabarınca orta boy portakal büyüklüğünde bezelere ayıralım. Bezeyi parmağımız kalınlığında un yardımı ile çok inceltmeden açalım.
( Hamur yumuşak olduğu için şekil verirken elinizi una batırmanız yerinde olur ve çok inceltmeyin hamuru ki pişince sert olmasın ).
Açtığımız hamurları  üzerlerine ılık süt sürerek yağlı kağıt serili tepsiye sığdığı kadar yerleştirelim.
Hamurlar tepside tekrar mayalanırken fırınımızı 200 derecede ısıtalım ..
Püf noktasıTepsimizi fırının en üst kısmına yaklaşık yerleştiriyoruz ki hamurlarımız yüksek sıcaklık ile üstten hemen kabarsınlar..(Bu bölümü izlemek çok zevkli)
Üstleri pişip kızarınca tepsimizi alt rafa alalım ekmeklerimizin altıda pişsin.
Artık içi boş kabarmış ekmekleriniz hazırdır ..
İçini doldurmak zevkinize kalmış..
**
*
Altta ise yumuşacık bazlamalar görülüyor..
Giresunda bazlamanın adı Fetir dir.. 
Yine üstteki aynı hamuru kullanarak ,
aynı şekilde şekillendirerek, ocak üzerinde yağsız boş tavada şipşak pişirerek elde ettim bu bazlamaları...
Puf puf yumuşacık kabaran ekmekciklerim oldu...  
Sıcak sıcak tereyağı ile iyi giderdi eminim...
...................................AFİYET OLSUN.........................

21 Haziran 2010 Pazartesi

Akrabalar özlem giderdik yine....

1,5 sene sonra tamamlayacağımız yeni akraba günümüzün ilkini hafta sonu yaptık...
Okulların tatil olması nedeniyle katılım güzeldi..
Ama önümüzdeki iki ay için aynı şeyi söyleyemeyeceğim
.Malum araya giren tatil nedeniyle bir kaç fire olur gibi geliyor... 
 
Bol bol sohbet ettik ,1 ay görüşemedik ya telafi ettik ..
Hafta sonu olması sebebiyle bazen eşlerin katılımı ile daha da artıyor sayımız...
Bu ay Kardeşimin eşinde yani gelinimizdeydik... 
Günümüz kalabalık, mesafeler de uzak olunca yapılan ikram çeşiti de fazla oluyor haliyle...
Menüde, yaz ve dolayısı ile sıcak olduğu için salata benzeri hafif ikramlar ağırlıklı idi...
Altta Cevizli çikolata soslu kurabiye
Mayonezli makarna salatası...
 
Elmalı minik tartlar

Kürt böreği (el açması)


Domates soslu Karışık kızartma


Patatesli içli köfte...


Yoğurtlu kabak kızartma


Karadeniz usulü zeytinyağlı taze fasulye


Vazgeçilmezimiz yaprak sarma


Bu da çocuklarımızın görülmeye değer neşesi...
Maşallahları vardı, evde ses hiç eksik olmadı... 


Her seferinde iyi ki böyle bir şeye başlamışız diyoruz.... 
Çocuklarımızın birbirleri ile haşır neşir olmaları , her seferinde daha da kaynaşmaları değdiğini gösteriyor zaten... 


Gün Sarıyerdeydi..
Sabah evden erken çıkan ben ,
denize giden insanların oluşturduğu dönüş trafiği sayesinde mahsur kaldım desem yeridir...
Cümle uzun oldu ama durum ancak bu şekilde anlatılabilir sanırım ...
Sohbet hoş olunca, erkenden yola çıkmak işime gelmedi.
Geç açılan trafikten sonra yola çıkabildim...
Ve gecenin bir saatinde ancak evde olabildim..
Bir Akraba gününü de bu şekilde yorucu ama zevkle yerine getirmiş olduk...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Karneleri aldık ve süprizle karşılaştık...



Evet bir eğitim dönemide bitmiş oldu bu şekilde...
Furkanım İlkokulu güzel bir şekilde bitirdi...
Az bir farkla sııfnının ikincisi oldu ama biz biliyoruz onun daha iyisini yapabiceleğini... 
Hareketli oğluşum da pek bir heyecanlıydı karne sabahı...
Maşallahı vardı  yine...
Aşağıda Furkanın arkadaşları ve öğretmeni ile bir gün önce yaptıkları veda kahvaltısı...
Öğretmenimiz Nazmi Beyin 1. sınıftan 5. sınıfa kadar çektiği tüm resimlerle hazırladığı sınıf slaytını izledik...
Miniciklerken kocaman adam olmuşlar boyunca... 

 
Şimdi mi şimdi ne yapıyorum biliyor musunuz? 
Dün büyük bir sevinçle çıktığımız evimizde sular kesikti.. 
Tüm muslukları kontrol ettiğimiz halde sağolsun Furkancığım açık bir musluk bırakmış ..
Hayırlı komşu bu zamanda gerekiyor sanırım.Komşum vanayı kapatmış ve beni aramış...
 Eve bir geldik tüm halılar yüzüyor..
Şu ansa temizlik yapmaktan hareket etmeye halim yok..
Dua edinde çabuk bitsin emi..
Yarında akraba günümüz var gidebilecek halim olur inşallah..  

17 Haziran 2010 Perşembe

Regaip Kandilimiz Mübarek Olsun ...


Bugün üç aylar içinde yer alan ilk mübarek gece ,Regaip Kandili..
"Receb ayının ilk Cum'a gecesine Regâib gecesi denir.
 Bazı âlimlerin açıklamasına göre, Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrama kavuşmuş olmakla, Yüce Allah'a şükür için on iki rekat namaz kılmıştır
Peygamber Efendimizin -sallallâhu aleyhi ve sellem- bu Regâib gecesinde, ana rahmine düşmüş olduğuna dâir olan bir rivayet uygun görülmemektedir.
 Çünkü bu gece ile Hazret-i Peygamberimizin doğumu arasındaki zaman, bu hesaba aykırı düşmektedir .
Ancak Hazret-i Âmine'nin, Peygamber Efendimiz'e hâmile kaldığını bu gece anlamış olması düşünülebilir. Sebep ne olursa olsun, bu gece pek mübarek bir gecedir.
 Zaten Regâib, istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsan, ikram ve nefis şeyler demektir .
 Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevabı çok büyüktür .
Receb'in İlk Cum'a Gecesinde Allah'ın Mağfireti
Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular:

"Receb, Allah Teâlâ'nın ayıdır, Şaban benim ayımdır ,Ramazan benim ümmetimin ayıdır"

Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e:
-Yâ RasûlâllâhL Receb, Allah Teâlâ'nın ayıdır, ne demektir? diye sorulan suâle, Allah Rasûlü:
-Receb, Allah Teâlâ'nın ayıdır, Çünkü Receb Hakk'ın mağfiretine mahsûs bir aydır.
 Bu ayda insanlar kan dökmekten men' olunur. Bu ayda çarpışmaya izin yoktur .Bu ayda Allah Teâlâ, Peygamberlerin -aleyhimüsselâm- dualarını kabul etmiştir .
Yine bu ayda Allah Teâlâ, evliyasını düşmanlarının elinden kurtarmıştır Bir kimse Recep ayında oruç tutsa, Allah Teâlâ tarafından üç türlü lütuf ve inayete mazhâr olur .
Bunlardan biri, Allah Teâlâ onun geçmiş günahlarının tümünü mağfiret eder .
İkincisi, hayatının bundan sonraki safhalarında da onu korur Üçüncüsü, mahşer yerinde susuzluktan emîn olur" buyurduğunda, orada bulunanlardan yaşlı, pîr-i fânî bir zât ayağa kalkıp;
-Yâ Rasûlâllâh! Ben Recep ayının hepsini tutamam, dediğinde, Râsûl-i Ekrem -sallallâhu alleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
-Sen Receb ayının birinci, onbeşinci ve sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevabına kavuşursun..
 Çünkü sevaplar, on misli yazılır.
 Fakat sen, Receb-i şerifin ilk Cum'a gecesinde gafil olma ki, melekler o geceye Regâib gecesi demişlerdir .
O gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz, hepsi Kabe etrafında toplanırlar Allah Teâlâ onların bu toplanmaları üzerine onlara hitaben:

-Ey meleklerim, dilediğinizi benden isteyiniz!, buyurur Onlar:
-Yâ Rabbil alemin istediğimiz, Receb ayında oruç tutanları mağfiret etmendir, deyip isteklerini arz ederler Allah Teâlâ:
-Ben Receb ayında oruç tutanları mağfiret ettim, buyurur"

Bu gecede neler yapabiliriz nasıl ihya ederiz..??

Bu gece, oruçlu olarak karşılanmalıdır.
Bu gece, kazâsı olanın hiç değilse bir günlük kazâ namazı kılması, çok iyi olur.
Kur'an-ı Kerim okunmalıdır.
Bu gecenin ihyâsı, yatsı namazıyla sabah namazını camide cemaatle kılmakla olur.
Bir başka ihyâ şekli zikir ..... "Lâ ilâe illallah", "Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed",
 "Estağfirullah", "Sübhànallah", "Elhamdülillâh",
"Allahu ekber", "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm", "Allah" gibi sözler mübarek kelimelerdir,cümlelerdir. Bunları zikretmek çok sevabdır..
Bu gece kılınabilecek bazı namazlar vardır,
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kılmıştır.
 Bunlardan birisi de Tesbih Namazı'dır.
Regâib gecesi, akşamla yatsı arasında: 12 rek'at "Hacet Namazı" kılınır.
Hacet Namazı kılınabilir..
Regaib Gecesi, üç aylar içinde kendisinden sonra gelecek olan Miraç, Berat ve Kadir Gecesininde bir müjdecisidir. Onun için bu müjdeciye kulak verip bu geceyi ve üç ayları iyi değerlendirilmelidir.
Resulullah (sav) buyuruydular ki: "Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri dönmez, kabul olunur: Receb'in ilk gecesi, Şâban yarısı gecesi,
 Cuma gecesi, Ramazan Bayramı gecesi,
 Kurban Bayramı gecesi."
***
Bol dua ve ibadetle bu geceyi ihya edenlerden olmak umuduyla..
Selam ve dua ile...

16 Haziran 2010 Çarşamba

Buz Gibi Limonataaa....



        Bugün tüm gün dışardaydım ve İstanbul çok sıcaktı ...
Ve sıcaklıkların daha da artacağı söyleniyor..
    İşte tam da bu sıcak günlerde gerçekten iyi gidecek serinletici hoş bir içecek,
limonata...
Kendiniz yapacağınız için daha  da güvenli .
Malzemeler
3 adet limon
 10 yemek kaşığı toz şeker (bardak sayısı kadar)
  1-2 dal taze nane
Su

   Yapılışı
Limon kabuklarının sarı olan bölümünü rendenin ince bölümü ile rendeleyelim, nane yapraklarını da  bu aşamada rendeden geçirip incelttim ki aroması daha çok ortaya çıksın..
Şekeri ,rendelediğim malzemenin üzerine ilave edip elimle ovarak birbirine yedirdim .
Limonun kokusu ve rengi bu aşamada daha çok ortaya çıkacaktır..
Kabuklarını rendelediğim limonların üzerlerinde kalan beyaz kısımları bıçakla çıkardım ve attım çünkü bu bölüm limonata acı bir tad verebilir..
Limonun kalan sulu kısımları da doğrayıp elimle ovduğum karışımın içine ilave ettim ve suyunun çıkmasını sağladım..

Elinizdeki malzemeye soğuk suyu ilave edip delikleri sıkı olan bir süzgeçten geçirirseniz limonatanız hazır olacaktır..
Biz bu malzemeden 10 su bardağı kadar limonata çıkardık ...
***
**
*
Limonatanızın içine sade soda da ilave edebilirsiniz..
Maden suyu ile gazozumsu bir limonata elde etmiş olacaksınız ama sade olarak ta çok güzel ..

İçine atacağınız buz küpleri ile daha da serinletici olacaktır..

Bu arada nanemizde balkon bahçemizden.. limonuda biz yetiştirmiş olsaydık ne güzel olurdu..

..............Afiyet olsun .......
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...