SİNOP,BAFRA VE SAMSUN
Erfelek Şelaleleri'nden sonra gideceğimiz yer Sinop merkezdi...
Sinop'a akşam üzeri vardık....
Bu tarz gezilerin dezavantajı ne zaman nerede konaklayacağınızın belli olmaması...
Belki önceden ayarlama yapılabilir ama bu seferde kalınacak yer nerede ise akşam olmadan, oraya varma gayreti oluşuyor ki bu da geziyi aceleye getiriyor...
Önce kalacağımız yeri ayarladık..Sonra çocuklar ve babamız biraz denize girdiler..
Sinop'un üç tarafıda deniz olduğu için denize girilecek yer çok ...
Özellikle de Akliman harika..
***
Gelelim yukarıda ki lezzetli görüntüye....
Sinop'un tereyağlı cevizli mantısının ününü daha önce duymuştuk...
Çocuklar denizden çıktıktan sonra yol üzerinde kocaman bir kermes çadırı gördük ..
Merak bu ya hemen şöyle bir gezelim derken,
bi de ne görelim kermesin yiyecek çadırında kadınlar taze taze mantı yapmıyorlar mı?
Niyetimizde de mantı yemek olduğu için hemen oturduk bir masaya ...
Mantıyı karışık istedik ,belki cevizli olanını beğemeyiz diye ama tam tersi cevizli olan daha lezzetli idi...
Eğer yolunuz Sinop'a düşerde mantı yemek isterseniz adım başı mantıcı mevcut..
***
Hava kararınca biz özellikle sahilde farklı bir Sinop gördük..
Sahilde gezen insan kalabalığı bir an bende Bodrum,Çeşme benzeri tatil yerlerindeyim hissi uyandırdı......
Sinopta ikinci gün yukarıda görülen ESKİ SİNOP CEZAEVİNİ gezdik...
“Parmaklıklar Ardında” adlı diziyi izlediyseniz,
aslında pek çok mekanına dizi aracılığı ile şahit olduğunuz bir yerdir..
Pek çok ünlüye cezaevi sahipliği yapmış burası...
Gezinizi kendi başınıza gerçekleştiriyorsanız ki genelde öyle oluyor
seyreklikle yerleştirilmiş tabelalar dışında herhangi bir bilgi alma şansınız yok...
Cezaevinin içi ürkütücü ve çok yırpanmış...
Çocuk suçluların koğuşlarını da gördük..
Bir zamanlar insanların volta attığı alanda bulunmak insada değişik duygular oluşturuyor..
Hücrelere girebiliyor, Nerdeyse boş olan hücrelerde bir kaç kırık ranza, simsiyah olmuş bir lavabo ve tuvalet ile kimi yerlerde deniz manzaralı pek çok hücre var. .
***
Aralarında Sebahattin Ali, Mustafa Suphi, Burhan Felek ve Refik Halit Karay
gibi isimler de bu cezaevinde yatmışlar..
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar;
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma
Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz gibidir gökyüzü;
Aldırma gönül aldırma
Bu dizeler de Sabahattin Ali'nin cezaevinde yazdığı ve Edip Akbayram'ın yorumculuğunu yaptığı şarkıya ait..
Parmaklıklar ardında dizinin çekildiği alanlar haricindeki hemen tüm alanları dolaşabiliyorsunuz.
Üstteki görüntüleri kapı camından çektim..
Sinop Kalesi'de yine görülmeye değer..
Kalenin hemen önünde Diyojen'in heykeli yer alıyor..
Alaattin Camii ve hemen karşısında yer alan el sanatları çarşısı görülmeye değer yerlerden...
Unutmadan Türkiye’nin en kuzey noktası olan İnceburun'u da görebilirsiniz...
Daha sonra Samsun'a doğru yola çıktık..
Yol üzerinde BAFRA'ya uğradık..
Bafra pidesi aklımıza geldi sırf pide için Bafra'ya girdik..
Ve gözümüze kestirdiğimiz Turan Usta da karar kıldık..
Yoğun müşteri trafiğinin dışında lezzetten çok memnun kaldık özellikle de kapalı olan pideden..
Bafrada Çetinkaya Köprüsü ve Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti de görülebilir...
Bafradan sonra akşama doğru SAMSUN'dayız nihayet..
Samsun girişinde Amisos Tepesi ve Teleferiğin olduğu alan karşılıyor..
Samsunda görülebilecek yerlerin başında eski Amisos mezarları (tümülüsler), Bandırma vapuru geliyor. Tümülüsler yüksek bir tepede ve görmek için teleferikle çıkmak gerekiyor.
Etrafındaki sosyal tesislerde yemek yiyip, kenti yukarıdan seyredebilirsiniz.
Maalesef biz rüzgarın fazla olması nedeniyle teleferiği kullanamadık. Tümülüsleri gezemedik.
Yukarıda yine aynı böglede bulunan Amazon Heykeli görülüyor
M.Ö. 1200 yıllarında, Samsun ve civarında, Amazon adı verilen efsanevi kadın savaşçılarının yaşadığı ve kendi topraklarına asla yabancı erkek sokmadıkları söyleniyor..
Bu alanın biraz ilerisinde yine sahilde Hayvanat bahçesi var ,çocuklarla orayıda gödrük..
Bu alanın biraz ilerisinde yine sahilde Hayvanat bahçesi var ,çocuklarla orayıda gödrük..
Samsun'un sahil bölümü daha bir ferah...
İçi ise İstanbul kalabalığını aratmıyor malesef...
Bu günlükte bu kadaaaar .....
Bu günlükte bu kadaaaar .....
Çok güzel bir gezi olmuş.Çok hoş kareler dondurmuşsunuz..Teşekkürler :)
YanıtlaSilhani yediğin içtiğin senin olacaktı sadece gördüğünü anlatacaktın ?
YanıtlaSilayy daha ne olsun gezgin hemşerim :)
YanıtlaSilanlatımın resimler yenilen içilen herşey çok güzel.
vallahi ben böyle bir yoculuğu ne kadar zevkli olsada kaldıramazdım heralde belkide sıcakların etkisiyle böyle diyorum bilmiyorum ama gezmekte bir marifeet bence helal olsun size..darısı başımıza :)
iç ses..
Zeliha teşekkürler canım..
YanıtlaSilNeval burada amaç yediğimi içtiğimi göstermek değil daha sonra gidecek olanlara bunlar da var demek bilmem anlatabildim mi???
İç ses; gezerken inan hiç sıcak değildi ..Buralar sıcak hem de çok sıcak, şu havada İstanbulda yaşamak hiç akıl karı değil Rabbim hepimize kolaylk versin...
Ne guzel bır tatıl ve gezı olmus :)
YanıtlaSilhayırlı ramazanlar
Paylaşımlara teşekkürlerrr.Özenmedim desem yalan olur.Tek tesellim buraları görmüş olmam,iyi tatillerrr..Sevgilerrrrr...
YanıtlaSilŞeyma size de hayırlı ramazanlar..
YanıtlaSilAnnemineli hoşgeldin ve yorumun için teşekkür ederim..
merhaba..
YanıtlaSilaldrıma gönül adlı bu dizeleri söyleyen kişi sanıyorum ki ilhan irem değil..edip akbayram..bu yorumu yazmamı bağışlayın,sebebim asla uyarmak değil sadece merak..yanlış mı yazdınız yoksa gerçekten ilhan irem de mi söylüyor bu şarkıyı..sevgiler..
Nilmoon uyarı için teşekkür ederim.
YanıtlaSilDoğrusu tabiki Edip Akbayram olacak küçük bir yanlışlık yapmışım ve İlhan İrem'e çevirmişim.
Yanlış bilgilendirme yapmayalım ,doğru olanı yazdım bile sevgiler..