28 Haziran 2010 Pazartesi

Yumurtalı Kabak.....


Hayırlı bir hafta dileyerek başlayalım yeni postumuza...
Bu hafta bende bir koşturmaca vardı sormayın gitsin...
Hafta sonu görümcemin oğlunun düğünü için Samsun'a gelin almaya gittik .
Orada kınamızı yaptık;
ertesi günde gelinimizi aldık geze geze İstanbul'a geri döndük ..
Pazar günü de düğünümüzü yaptık.Bu arada da farketmeden baya yorulmuşum .
Furkan da yatılı olarak yaz okuluna başladı.
***
Biz evde üç kişi kalınca, hava da güzel olunca balkonda kahvaltı yapmaya karar verdik..
Farklı ne yapalım derken aklıma kabak kavurmam geldi..
Gerçi çokta  farklı değil ama ben çok severek yiyorum..
Sizle de paylaşmak istedim..
Yukarıda görülen dağ çileği reçelini Samsundan gelin alma dönüşünde  Bolu da köylülerden aldım..
Çilek bildiğimiz çileğin minyatürü şeklinde ama lezzeti çok güzel..
Bu çileğe bazı yörelerde mayıs deniliyormuş..
**
  *  
Kabak yemeyen iki oğlum yumurtalı olarak kavurmasını çok seviyorlar..
  
  Malzemeler
2  orta boy kabak
3 sivri biber
3 yeşil soğan
4 yemek kaşığı sıvıyağ
3 yumurta
tuz, karabiber

Yapılışı
Kabakları ve sivri biberimizi temizleyip yıkadıktan sonra küp küp doğrayalm..
Sıvı yağı tavamıza alalım küp doğradığımız kabaklarımızı ve sivri biberimizi ilave edip beraber kavurmaya başlayalım..
Onlar kavrulurken yeşil soğanlarımızı ince doğrayalım,
 kabaklar yumuşarken soğanlarımızı da ekleyelim..
Tuzunu ekleyelim.Sebzeler iyice yumuşayıp kavrulmuşken yumurtalarımızı tek tek kıralım .
Yumurtalar da pişince karabiberimizi serpiştirelim.
Yumurtalı kabağımız hazırdır sıcak sıcak harika olur ..

..............................Afiyet Olsun........................  

24 Haziran 2010 Perşembe

Zeytinyağlı Barbunya...

Sevgili Dostlar Merhaba;
Havaların bir yağmur bir güneşli gidişinden midir,çocuklar evde ondan mıdır nedir bilinmez
bloğa yeni tarifler ekleme ve yazma konusunda pek bi  yavaşım ...
Durum ve ortam müsait olsa ,yaptıklarım ve yapacaklarım evdekilere kilo aldırmasa ne güzel olurdu..
 İşte böyle, bendeki durum bundan ibaret.
Zeytinyağlılar yaz aylarının kurtarıcı hafif yemekleridir..
Bu arada barbunyanın tam zamanı kışlık dondurucuya koymak için alınabilir..
Bizim evdekiler çok severek yemeseler de kurtuluşları yok sağlıklı diyorum zoraki yiyorlar...

Malzemeler
1 kg barbunya
3 domates rendesi
2  kuru soğan,( yemeklik doğranmış)
1 küp doğranmış havuç(ben eklemedim)
1 çay bardağı sıvıyağ
750 ml kaynamış su
3 diş sarmısak
2 küp şeker ve tuz
Bir kaç dal maydanoz..

Yapılışı
Soğanı sıvıyağda  kavuralım. Bu aşamada isterseniz minik küpler şeklinde doğradığınız havuçları ilave edebilirsiniz.
Rendelediğimiz domatesleri de ekleyelim ve iyice kavuralım.
Barbunyayı ekleyip 5 dakika daha kavuralım.
Suyunu ,tuzunu ,sarmısak rendesi ve küp şekerini  ilave ederek kısık ateşte barbunyalar yumuşayana kadar pişirelim..
Zeytinyağlı barbunyamız iyice yumuşayıp pişince soğuk olarak, hatta mümkünse buzdolabında 1 gün dinlenmiş şekilde servis edilirse daha da lezzetli olur.
Bu  arada üzerine ince doğranmış maydanozunu da serpmeyi unutmayalım ....
**
*
***Barbunya pişerken suyunu çok çeker ,pişerken arada kontrol ederseniz iyi olur.
Suyu azalırsa ilave edebilirsiniz.. Ama zeytinyağlılar genelde piştikten sonra susuz olur ona göre..

.............................Afiyet olsun.........................

22 Haziran 2010 Salı

Bir Hamur İki Farklı Ekmek (Döner pidesi ve Bazlama)



Bu gördüğünüz ekmekler bildiğiniz içine döner konulan ekmekçikler...
İlk defa Yeturla Lezzet Karelerinde gördüm...
Ve hemen yapmaya karar verdim...
Yapımı hem kolay hem de çok zevkli..
Tarif için kendisine teşekkür ediyorum..

Malzemeler
1 kilo un
1 Paket yaş maya(ben kuru maya kullandım)
1 Yemek kaşığı ekşi yoğurt
Yarım kahve fincanı sıvıyağ
1 Yemek kaşığı şeker
1 Yemek kaşığı tuz
ve Yoğurmak için ılık su

1 fincan süt (üzerine)


Yapılışı
Ilık su yardımı ile tüm malzemeyi kullanarak yumuşak bir hamur elde edelim(kulak memesinden yumuşak)
1 saat kadar mayalanmaya bırakalım.....Mayalanıp hamurumuz kabarınca orta boy portakal büyüklüğünde bezelere ayıralım. Bezeyi parmağımız kalınlığında un yardımı ile çok inceltmeden açalım.
( Hamur yumuşak olduğu için şekil verirken elinizi una batırmanız yerinde olur ve çok inceltmeyin hamuru ki pişince sert olmasın ).
Açtığımız hamurları  üzerlerine ılık süt sürerek yağlı kağıt serili tepsiye sığdığı kadar yerleştirelim.
Hamurlar tepside tekrar mayalanırken fırınımızı 200 derecede ısıtalım ..
Püf noktasıTepsimizi fırının en üst kısmına yaklaşık yerleştiriyoruz ki hamurlarımız yüksek sıcaklık ile üstten hemen kabarsınlar..(Bu bölümü izlemek çok zevkli)
Üstleri pişip kızarınca tepsimizi alt rafa alalım ekmeklerimizin altıda pişsin.
Artık içi boş kabarmış ekmekleriniz hazırdır ..
İçini doldurmak zevkinize kalmış..
**
*
Altta ise yumuşacık bazlamalar görülüyor..
Giresunda bazlamanın adı Fetir dir.. 
Yine üstteki aynı hamuru kullanarak ,
aynı şekilde şekillendirerek, ocak üzerinde yağsız boş tavada şipşak pişirerek elde ettim bu bazlamaları...
Puf puf yumuşacık kabaran ekmekciklerim oldu...  
Sıcak sıcak tereyağı ile iyi giderdi eminim...
...................................AFİYET OLSUN.........................

21 Haziran 2010 Pazartesi

Akrabalar özlem giderdik yine....

1,5 sene sonra tamamlayacağımız yeni akraba günümüzün ilkini hafta sonu yaptık...
Okulların tatil olması nedeniyle katılım güzeldi..
Ama önümüzdeki iki ay için aynı şeyi söyleyemeyeceğim
.Malum araya giren tatil nedeniyle bir kaç fire olur gibi geliyor... 
 
Bol bol sohbet ettik ,1 ay görüşemedik ya telafi ettik ..
Hafta sonu olması sebebiyle bazen eşlerin katılımı ile daha da artıyor sayımız...
Bu ay Kardeşimin eşinde yani gelinimizdeydik... 
Günümüz kalabalık, mesafeler de uzak olunca yapılan ikram çeşiti de fazla oluyor haliyle...
Menüde, yaz ve dolayısı ile sıcak olduğu için salata benzeri hafif ikramlar ağırlıklı idi...
Altta Cevizli çikolata soslu kurabiye
Mayonezli makarna salatası...
 
Elmalı minik tartlar

Kürt böreği (el açması)


Domates soslu Karışık kızartma


Patatesli içli köfte...


Yoğurtlu kabak kızartma


Karadeniz usulü zeytinyağlı taze fasulye


Vazgeçilmezimiz yaprak sarma


Bu da çocuklarımızın görülmeye değer neşesi...
Maşallahları vardı, evde ses hiç eksik olmadı... 


Her seferinde iyi ki böyle bir şeye başlamışız diyoruz.... 
Çocuklarımızın birbirleri ile haşır neşir olmaları , her seferinde daha da kaynaşmaları değdiğini gösteriyor zaten... 


Gün Sarıyerdeydi..
Sabah evden erken çıkan ben ,
denize giden insanların oluşturduğu dönüş trafiği sayesinde mahsur kaldım desem yeridir...
Cümle uzun oldu ama durum ancak bu şekilde anlatılabilir sanırım ...
Sohbet hoş olunca, erkenden yola çıkmak işime gelmedi.
Geç açılan trafikten sonra yola çıkabildim...
Ve gecenin bir saatinde ancak evde olabildim..
Bir Akraba gününü de bu şekilde yorucu ama zevkle yerine getirmiş olduk...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Karneleri aldık ve süprizle karşılaştık...



Evet bir eğitim dönemide bitmiş oldu bu şekilde...
Furkanım İlkokulu güzel bir şekilde bitirdi...
Az bir farkla sııfnının ikincisi oldu ama biz biliyoruz onun daha iyisini yapabiceleğini... 
Hareketli oğluşum da pek bir heyecanlıydı karne sabahı...
Maşallahı vardı  yine...
Aşağıda Furkanın arkadaşları ve öğretmeni ile bir gün önce yaptıkları veda kahvaltısı...
Öğretmenimiz Nazmi Beyin 1. sınıftan 5. sınıfa kadar çektiği tüm resimlerle hazırladığı sınıf slaytını izledik...
Miniciklerken kocaman adam olmuşlar boyunca... 

 
Şimdi mi şimdi ne yapıyorum biliyor musunuz? 
Dün büyük bir sevinçle çıktığımız evimizde sular kesikti.. 
Tüm muslukları kontrol ettiğimiz halde sağolsun Furkancığım açık bir musluk bırakmış ..
Hayırlı komşu bu zamanda gerekiyor sanırım.Komşum vanayı kapatmış ve beni aramış...
 Eve bir geldik tüm halılar yüzüyor..
Şu ansa temizlik yapmaktan hareket etmeye halim yok..
Dua edinde çabuk bitsin emi..
Yarında akraba günümüz var gidebilecek halim olur inşallah..  

17 Haziran 2010 Perşembe

Regaip Kandilimiz Mübarek Olsun ...


Bugün üç aylar içinde yer alan ilk mübarek gece ,Regaip Kandili..
"Receb ayının ilk Cum'a gecesine Regâib gecesi denir.
 Bazı âlimlerin açıklamasına göre, Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrama kavuşmuş olmakla, Yüce Allah'a şükür için on iki rekat namaz kılmıştır
Peygamber Efendimizin -sallallâhu aleyhi ve sellem- bu Regâib gecesinde, ana rahmine düşmüş olduğuna dâir olan bir rivayet uygun görülmemektedir.
 Çünkü bu gece ile Hazret-i Peygamberimizin doğumu arasındaki zaman, bu hesaba aykırı düşmektedir .
Ancak Hazret-i Âmine'nin, Peygamber Efendimiz'e hâmile kaldığını bu gece anlamış olması düşünülebilir. Sebep ne olursa olsun, bu gece pek mübarek bir gecedir.
 Zaten Regâib, istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsan, ikram ve nefis şeyler demektir .
 Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevabı çok büyüktür .
Receb'in İlk Cum'a Gecesinde Allah'ın Mağfireti
Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular:

"Receb, Allah Teâlâ'nın ayıdır, Şaban benim ayımdır ,Ramazan benim ümmetimin ayıdır"

Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e:
-Yâ RasûlâllâhL Receb, Allah Teâlâ'nın ayıdır, ne demektir? diye sorulan suâle, Allah Rasûlü:
-Receb, Allah Teâlâ'nın ayıdır, Çünkü Receb Hakk'ın mağfiretine mahsûs bir aydır.
 Bu ayda insanlar kan dökmekten men' olunur. Bu ayda çarpışmaya izin yoktur .Bu ayda Allah Teâlâ, Peygamberlerin -aleyhimüsselâm- dualarını kabul etmiştir .
Yine bu ayda Allah Teâlâ, evliyasını düşmanlarının elinden kurtarmıştır Bir kimse Recep ayında oruç tutsa, Allah Teâlâ tarafından üç türlü lütuf ve inayete mazhâr olur .
Bunlardan biri, Allah Teâlâ onun geçmiş günahlarının tümünü mağfiret eder .
İkincisi, hayatının bundan sonraki safhalarında da onu korur Üçüncüsü, mahşer yerinde susuzluktan emîn olur" buyurduğunda, orada bulunanlardan yaşlı, pîr-i fânî bir zât ayağa kalkıp;
-Yâ Rasûlâllâh! Ben Recep ayının hepsini tutamam, dediğinde, Râsûl-i Ekrem -sallallâhu alleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
-Sen Receb ayının birinci, onbeşinci ve sonuncu günleri oruç tut, hepsini tutmuş sevabına kavuşursun..
 Çünkü sevaplar, on misli yazılır.
 Fakat sen, Receb-i şerifin ilk Cum'a gecesinde gafil olma ki, melekler o geceye Regâib gecesi demişlerdir .
O gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz, hepsi Kabe etrafında toplanırlar Allah Teâlâ onların bu toplanmaları üzerine onlara hitaben:

-Ey meleklerim, dilediğinizi benden isteyiniz!, buyurur Onlar:
-Yâ Rabbil alemin istediğimiz, Receb ayında oruç tutanları mağfiret etmendir, deyip isteklerini arz ederler Allah Teâlâ:
-Ben Receb ayında oruç tutanları mağfiret ettim, buyurur"

Bu gecede neler yapabiliriz nasıl ihya ederiz..??

Bu gece, oruçlu olarak karşılanmalıdır.
Bu gece, kazâsı olanın hiç değilse bir günlük kazâ namazı kılması, çok iyi olur.
Kur'an-ı Kerim okunmalıdır.
Bu gecenin ihyâsı, yatsı namazıyla sabah namazını camide cemaatle kılmakla olur.
Bir başka ihyâ şekli zikir ..... "Lâ ilâe illallah", "Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed",
 "Estağfirullah", "Sübhànallah", "Elhamdülillâh",
"Allahu ekber", "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm", "Allah" gibi sözler mübarek kelimelerdir,cümlelerdir. Bunları zikretmek çok sevabdır..
Bu gece kılınabilecek bazı namazlar vardır,
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kılmıştır.
 Bunlardan birisi de Tesbih Namazı'dır.
Regâib gecesi, akşamla yatsı arasında: 12 rek'at "Hacet Namazı" kılınır.
Hacet Namazı kılınabilir..
Regaib Gecesi, üç aylar içinde kendisinden sonra gelecek olan Miraç, Berat ve Kadir Gecesininde bir müjdecisidir. Onun için bu müjdeciye kulak verip bu geceyi ve üç ayları iyi değerlendirilmelidir.
Resulullah (sav) buyuruydular ki: "Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri dönmez, kabul olunur: Receb'in ilk gecesi, Şâban yarısı gecesi,
 Cuma gecesi, Ramazan Bayramı gecesi,
 Kurban Bayramı gecesi."
***
Bol dua ve ibadetle bu geceyi ihya edenlerden olmak umuduyla..
Selam ve dua ile...

16 Haziran 2010 Çarşamba

Buz Gibi Limonataaa....



        Bugün tüm gün dışardaydım ve İstanbul çok sıcaktı ...
Ve sıcaklıkların daha da artacağı söyleniyor..
    İşte tam da bu sıcak günlerde gerçekten iyi gidecek serinletici hoş bir içecek,
limonata...
Kendiniz yapacağınız için daha  da güvenli .
Malzemeler
3 adet limon
 10 yemek kaşığı toz şeker (bardak sayısı kadar)
  1-2 dal taze nane
Su

   Yapılışı
Limon kabuklarının sarı olan bölümünü rendenin ince bölümü ile rendeleyelim, nane yapraklarını da  bu aşamada rendeden geçirip incelttim ki aroması daha çok ortaya çıksın..
Şekeri ,rendelediğim malzemenin üzerine ilave edip elimle ovarak birbirine yedirdim .
Limonun kokusu ve rengi bu aşamada daha çok ortaya çıkacaktır..
Kabuklarını rendelediğim limonların üzerlerinde kalan beyaz kısımları bıçakla çıkardım ve attım çünkü bu bölüm limonata acı bir tad verebilir..
Limonun kalan sulu kısımları da doğrayıp elimle ovduğum karışımın içine ilave ettim ve suyunun çıkmasını sağladım..

Elinizdeki malzemeye soğuk suyu ilave edip delikleri sıkı olan bir süzgeçten geçirirseniz limonatanız hazır olacaktır..
Biz bu malzemeden 10 su bardağı kadar limonata çıkardık ...
***
**
*
Limonatanızın içine sade soda da ilave edebilirsiniz..
Maden suyu ile gazozumsu bir limonata elde etmiş olacaksınız ama sade olarak ta çok güzel ..

İçine atacağınız buz küpleri ile daha da serinletici olacaktır..

Bu arada nanemizde balkon bahçemizden.. limonuda biz yetiştirmiş olsaydık ne güzel olurdu..

..............Afiyet olsun .......

14 Haziran 2010 Pazartesi

Şehirlerarası Akraba Pikniği...

                                                Pazar günü Düzce'ye  bağlı Gölyakadaydık...
Sebepse  eşi dostu yakından görme, güzel bir gün geçirme adına düzenlenen köy pikniği (Yaycı Köyü) idi..
 Gölyakaya gitmek için sabah saat 6 gibi düştük yollara..
    Yemyeşil  ağaçlar altında, güzel bir piknik alanında bulduk kendimizi..

Piknik alanını biz açtık desem yeridir ;ilk ulaşanlardan biri de biz olduk..
Resimlerden nasıl bir yer olduğunu az çok anlamışsınızdır sanırım...
Ankara ve İstanbul da ikamet eden akrabalar orta nokta Düzce de buluşacaktık..
Kimisi tutulan otobüsler ile kimisi de özel araçları ile ulaştı piknik alanına.. 


Önce güzel bir kahvaltı yaptı herkes..
Izgara görüntüleri öğlen yemeğinden kahvaltı ile alakası yoktur...
**
Kahvaltıdan sonra eş dost ile görüşüldü ,sohbet edildi.. ..
Veee en büyük deşarj olma kaynağı yöresel müzikler eşliğinde çekilen horonlar ,her ne kadar biz eşlik edemesekte seyr etmekte güzeldi..
Karadeniz insanın kanı kaynıyor ,müziğine de yansımış bu
Yanda bulunan Bolu'lu piknikçilerin dikkatini  de çekti oyuncular ziyaretimize bile geldiler.. 
Bazen satranç ,bazen dama oynadık sıra ile.

 Yakan top da oynadık , bazen  ip atladık  .

Piknik alanı uzaktı ama iyi ki gitmişiz dedik..
Biz biraz erken yola çıktık..
Bizden sonra yarışma vb şeyler yapılacaktı..
Geri dönerken yolları süsleyen güzellikleri temaşa ettik ,hatta arabadan indik yakından baktık.. 


          Yollar kaynak suları ile doluydu ; buz gibi suların tadına baktık ,yanımıza da aldık biraz..

Son anda verilmiş bir kararla Adapazarı Kuzuluk'a  çevirdik arabanın direksiyonunu
Kuzuluk bizim çok sevdiğimiz bir kaplıca köyü..
Eşim buraya geldiğim zaman köyüme geldim zannediyorum der hep..
Alan güzel, doğa harika ,insanları cana yakın
Vaktimiz kısıtlı olduğu için,
köylü pazarına şöyle bir baktık..
köy yumurtası aldık..


 Minik bir dondurma ziyafeti çektik..
Aşağıda çocukların ellerindeki dondurmalar, dondurmacının gönlünden kopan ikinci dondurmaları oldu...

Kuzuluktan sonraki güzergah ise Gebze dolayları ile son buldu..
Sabah çok erken saatlerde başlayan  günümüz,
gecenin geç saatlerinde eve yorgun da olsa mutlu bir şekilde dönmemiz ile son buldu...
............................***..................................

12 Haziran 2010 Cumartesi

Kışlık salamura yaprak nasıl hazırlanır? Dondurucuya bezelye nasıl konulur?


Ağustos böceği misali kışlık yiyecekler için hazırlıklara başladım...
Üzüm yaprağı  salamurası ve biraz bezelye koydum dondurucuya...
Üzüm yaprağını geçen sene dondurucuya koymuştum ama hiç memnun kalmadım..Tadı da görüntüsü de hoşuma gitmedi.
Bu sene komşumla beraber salamura yaptık...Zamanı da geçti geçiyor gibi birşey hatırlatmış olayım..
Karadenizli olmamız sebebiyle eşimin  tercihi her zaman karalahanadan yana olsada ,
üzüm yaprağı da çoğu zaman aranıyor..


Tarif olarak ölçü belirtmeceyeğim...

Malzemeler
Ben 5 kilo kadar yaprak aldım.
Turşuluk kalın tuz
su

Yaprakları yıkadım ve damarlı yüzü üste gelecek ve sapları üst üste gelecek şekilde parça parça dizdim..
Dizdiğim yaprakları geniş bir kaba(leğen olabilir) dağıtmadan yerleştirdim..
Üzerini kapatacak kadar kaynar su hazırlayıp döktüm ve bir gece bu şekilde beklettim..
Ertesi gün yapraklarım yumuşamış ve sararmış oldu...
Yaprakları yerleştireceğim kaba yukarıda kolajda görüldüğü gibi dizili hallerini bozmadan sap kısımlarına bolca tuz serpip sararak ve de bastırarak yerleştiriyoruz..
Kab tamamen dolana ve tabi yapraklarımız bitene  kadar bu işlemi yapıyoruz..
Leğende kalan suya bol tuz ekleyip eritelim...
Bu suyu yaprakların üzerine kapatana kadar dökelim...
Ve ağzını sıkıca kapatıp güneş almayan serin bir yerde saklayalım...
 Bu arada hatırlatalım yaprağı çürümeden sağlam tutan tuzun miktarı tuzu  az koymamalısınız... 

Gelelim bezelyeye
Bezelye bizde çok sevilerek yenmiyor..Ama ramazan davetleri için iyi olur diye düşündüm...

Malzlemeler
Yine 5 kilo kadar bezelye aldım... 
1 pipet
Buzdolabı poşeti

Bezeyeleri  benim küçük beylere ayıklattım.
Yıkadım ve suyundan arındırınca buzdolabı poşetlerine uygun miktarda paylaştırdım...
Püf noktası burası bir pipete ihtiyacımız var...
Poşetin ağız kısmını elimizle sıkıca bir araya getirelim ve pipetimizi buradan içeri yerleştirelim...
Poşetin fazla olan havasını pipet yardımı ile çekelim ve ağzını kapatalım..
Fazla havayı çektiğinizde ki görüntü vakumlanmış ile aynı olacaktır..
Hem de dolabınızda fazla yer işgal etmeyecek.. 
Şimdilik bu kadar devamı gelecek inşallah..
Hayırlı ve huzurlu bir hafta sonu diliyorum herkese..
......................Sevgilerimle ..........................

10 Haziran 2010 Perşembe

Kokostar Muffin ve Okulda Kahvaltı....



Okulların kapanmasına bir hafta kaldı ..Dersler bitti sayılır dolayısı ile okul içi ve dışı aktiviteler arttı..
İşte bunlardan biri de, okulda kahvaltı yapmak...
Berkan dün okuldan gelir gelmez heyecanla,
annee sen ne yapacaksın deyince, çocuklar sever diye bu muffinler geldi aklıma.. 

Malzemeler
3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 kahve fincanı sıvıyağ
1 kahve fincanı süt
50 gr. kakao
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2,5 su bardağı un

 içine
1yumurtanın beyazı
1 çay bardağı hindistan cevizi
1 çay bardağı pudra şekeri
Kırık fındık

Yapılışı
Muffin içine konulan hindistan cevizli karışımı hazırlayalım öncelikle..
1 yumurtanın beyazını  köpürene kadar çırpalım. İçine hindistan cevizi , pudra şekeri ve fındığımızı ekleyelim iyice karıştıralım . İç harcımız bu şekilde hazırdır..
Muffin harcına geçelim ,bunun için yumurtalarımızı ve şekeri mikserle  tamamen krema kıvamı alana kadar çırpalım.. Sonra sırasıyla bütün malzemeleri ekleyelim.
Muffin kalıplarına 1 yemek kaşığı kek hamurundan koyduktan sonra 1 tatlı kaşığı hindistan cevizli karışımdan
ilave edelim. Yukarıda kolajda görülüyor zaten..
Hindistan cevizli karışımın üzerini tekrar hamurla kapatalım.
180 derecede ısıtılmış fırında pişirelim.. 
Üzeri içinse hazır glazür eritip kullandım..

Çocuklar okulda kahvaltı yapmayı pek sevdiler..
En çokta öğretmenleri sevdi sanki , pek neşeliydiler Allah eksik etmesin... 
Bu hafta  her gün bir başka sınıfta kahvaItı var..
Yukarıda çocukların gösterdiği minik ayıcık şeklindeki pankeklerin tarifi burada...
Benim oğlumun mutluluğu ise tüm dişlerini göstermesinden belli  oluyordur sanırım..

9 Haziran 2010 Çarşamba

Fırında Sütlaç...

                           Türk mutfağının geleneksel tatlılarından olan Fırın sütlaç, yapımı kolay hafif bir tatlı.
Bazı bloglarda sütlaç'a sütlaş denildiğini gördüm değişik de geldi ...
Acaba sütlü aş mı demek istediler ?...
***
*
Yedi sekiz aydır çok memnun olarak açık süt alıyorum ve  haftalık aldığım içinde öncelikle yoğurdumu yapıyorum ..Çocuklar kahvaltıda içiyorlar ve kalanı ile de çoğunlukla sütlü tatlılar yapıyorum ..
İşte bu hafta sütlaç yaptım ve farklı olarak bir de fırına vereyim bakalım dedim ..
İşte son halleride bu şekilde oldu...
Malzemeler
1,5 litre süt
800 ml su
1,5 çay bardağı pirinç
1 su bardağı şeker
2 yemek kaşığı nişasta
1 adet yumurta

Yapılışı
Pirinçleri yıkayalım ve 800 ml su ile pirinçler yumuşayıncaya kadar haşlayalım..
Pirinçler yumuşayınca sütünü  ilave edelim.
Pirinçlerin tencerenin dibine yapışmaması için ara ara karıştırarak sütü kaynatalım. Kaynayan sütün içine şekeri ilave edelim. (Kalsiyum kaybı olmaması için şekeri süt kaynadıktan sonra ekliyoruz)
Nişastamızı az suyla seyreltip sütlaçımıza ilave edelim..
Ara ara karıştırarak koyulaşana kadar pişirelim. Sütlacımız pişince sütlacı ocaktan alalım ve 1-2 dakika bekletelim. Yumurtayı bir kasede çırpalım ve sütlaca ilave ederek iyice karıştıralım.(Burada yumurta eklememizdeki amaç sütlaclar fırında pişerken üzerlerinin yanmasını sağlamak)
Sütlacı fırına dayanıklı kaselere paylaştırıp fırın tepsisine yerleştirelim.(ben güveç kaplarını kullandım) 
Kaselerin yarısına gelecek kadar su ile dolduralım ve önceden sadece üstten ısıtılmış 200 dereceli fırında üzerleri kızarıncaya kadar pişirelim

......................................Afiyet Olsun......................................

Fırında Sütlacımızı  Sevgili Nursen Hanımın , "Blog Kulübü Yemekteyiz Etkinliği", Tatlı kategorisine yolluyor, kendisine bol katılımlı bir etkinlik diliyorum.

7 Haziran 2010 Pazartesi

Kabak Dolması...

                                  
                                           
                                                     Malzemeler

5-6 tane dolmalık yeşil kabak
250 gr dana-kuzu karışımı orta yağlı kıyma
Her kabak için 1 yemek kaşığı pirinç
1  büyük kuru soğan(yemeklik doğranacak)
3 diş sarımsak
Çeyrek demet maydanoz
1 yemek kaşığı nane
1 kaşık karışık salça(biber-domates)
1 kase kadar domates rendesi (ben yandaki şekilde kulandım)
1 çay bardağı su(iç harca)
Kıymanın yağına göre biraz sıvıyağ
Karabiber, tuz


Yapılışı
Kabakları temizleyip yatay olarak ortadan ikiye bölelim .Yani bir kabaktan iki dolma çıkacak.
Kestiğiniz kabakların içini oyacakla oyarak içini boşaltalım. Tüm kabakları bu şekilde hazırlayalm.
İç harcını üstteki malzemelerin tümünü çiğden bir karıştırma kabında karıştırarak hazırlayalım..
Oyduğumuz kabaklara harcı dolduralım .
Üzerine ihtiyaca göre biraz yağ ilave edelim ve kabakların 1 parmak altında kalacak şekilde tuzlu su koyalım.
Ben beraberinde aynı içle dolmalık biber de doldurdum..
Tenceremizi ocağa alıp kaynayana kadar yüksek ateş de kaynadıktan sonra
kısık ateş de pişirmeye devam edelim.
Kabak ve biberler yumuşayıp iç pişince ocağı kapatalım..
10 dakika dinlendirip dolmamızı servis edebiliriz..
Yanında sarmısaklı bir cacıkla iyi gider..
 
***
**
*
***Ben bir kaç yıldır kışlık hazırladığım domates sosumu yukarıdaki şekilde soda şişelerinde tek kullanımlık hazırlıyorum..
Bu senede hazırlarken sizle nasıl yaptığımı paylaşıcam inşallah..
***Kabakları oyarken içinden çıkan kabak içlerini mücver yaparak değerlendirdim..

.....................................Afiyet Olsun.....................................

Mis Kokulu Çilek Reçeli

Çilek zamanı yavaş yavaş geçiyor..
Minik minik mis kokulu çilekleri bulduysanız hiç beklemeyin reçelinizi yapın derim..
Biz çilek almak için komşularla üşenmedik meyve haline gittik ve kasa ile aldık..
Renkleri kıpkırmızı, kokuları mis gibi çilek kokusundaydı..
Ben reçel yemeyi değil daha çok yapmayı sevenlerdenim .Pişerken tüm evi saran kokusu yeter..

                                                          

Üstte reçelde çilekler yakın çekim olduğu için büyük çıkmış ama küçüktüler aslında..


Malzemeler
3,5 kilo çilek
3 kilo toz şeker
2 limonun suyu
veya
3 çay kaşığı limon tuzu

Yapılışı
Çilekleri yapraklarını temizledikten ve yıkadıktan sonra eğer içinde büyük olanlar varsa benimkiler gibi 1 çileği 2 'ye veya 4'e bölerek büyük bir tencereye yerleştirilir.
Çileklerin üzerini tamamen kapatacak şekilde toz şekeri dökelim.
Sonra tencerenin kapağını kapatıp bir gece buzdolabında bekletelim. En çok bir gece bekletelim. Aslında burada amaç beklerken şekerin eriyip çileği sulandırmasıdır..
Ertesi gün tencereyi ocağın üzerine alalım. Kaynayana kadar bekleyelim. Kaynayınca dikkat etmek gerekiyor bu aşamadan sonra kolayca taşabilir. Kaynamaya başladıktan sonra tencerenin altını kısalım ve reçelimiz koyu kıvama gelene kadar 40 dakika kadar pişirelim. Ara ara üzerinde oluşan köpükleri kaşık yardımıyla alalım..
Arada kıvamını kontrol edelim. Bunun için düz bir tabağa biraz suyundan damlatalım ve soğuyunca tabağı  eğelim eğer zor akıyorsa  reçelin kıvamı olmuş demektir.
Kıvamı yakaladığımız zaman reçelimize  limon suyumuzu da eklenerek 4-5 dakika kadar daha kaynatalım sonra tenceremizin altını kapatalım.Reçelimizin ilk sıcaklığı çıktıktan sonra cam kavanozlara dolduralım ve kapaklarını kapatalım..Vee soğuk bir yerde muhafaza edelim..
İster hemen yiyin, isterseniz benim gibi  bir bölümünü kışa saklayın..

*** Reçel için tercih edeceğiniz çilekler ufak ,koyu renkte ve kokulu olursa reçeliniz daha lezzetli olacaktır..
*** Reçeli pişirirken mümkünse karıştırmayalım ki çileklerimiz ezilmesin..
***Reçel pişerken üzerinde oluşan köpükleri olabildiğince alalım ki reçelimizi bozmasın... 
***Ben reçeli biraz fazla yaptım siz orantılı olarak malzemeyi artırıp eksiltebilirsiniz.
***Limon yerine limon tuzu da kullanılabilir bunun içinse kilo başına bir çay kaşığı limon tuzu yeterli olacaktır..Limon tuzu reçelinizin daha çok dayanmasını sağlayacaktır..
*** Kullanacağınız tencereyi derin seçerseniz taşma ihtimali biraz daha azalır..

Reçelimin rengi çok güzel oldu..
ve çilekler dağılmadı ..

.............................Afiyet Olsun.........................

5 Haziran 2010 Cumartesi

Garnitürlü Rulo Patates Salatası...

Yoğun olan  gündemden sonra nihayetinde hayat devam ediyor..
Ama bazı şeyler aynı olmayacak hayatımızda inşallah ...
unutulmayacak ve ututturulmayacak çok şey var hayatta..
***
**
*
Rulo patates salatası azıcık uğraştıran bir salata olsada sunumu ve lezzeti değer detirten cinsten..

Bizim evde azıcık kilo sorunu olan iki bey olunca bazı tarifler sadece misafir gelince yapılıyor ne yazık ki..
Yapılşını aşağıda kolajda göstermeye çalıştım .Normalde rulo salata yapılırken arasına karışık garnitür konuluyordu .
Ben bir anda yapmaya karar verdim .Garnitürde evde olmayınca ara kısıma havuç kavurup koydum ,lezzetli de oldu.. 
Malzemeler
8 iriye yakın orta boy patates
2 yemek kaşığı sıvı yağ
3 yemek kaşığı limon suyu
 karabiber,tuz,kırmızı biber
bir kaç dilim salam veya sosis
kornişon turşu
1 kutu garnitür

veya
Benim yaptığım gibi
3 havucu rendeleyip sıvı yağda kavurun

Sosu icin
8 yemek kaşığı katı yoğurt
4 yemek kaşığı mayonez
 2 diş sarımsak rendesi
 tuz

Yapılışı
Patatesleri haşlayıp soyalım. Ve püre haline gelene kadar ezelim.
Sıvıyağı, limon suyunu, tuzu, karabiberi, kırmızıbiberi  patatese ilave edip iyice karıştıralım.
Bu aşamada iyice yedirmek için elimizle yoğurabiliriz.
Bir kasede yoğurt, mayonez ve tuzu karıştıralım. Sarımsağı ezip ilave edelim.
Strec filmi yaklaşık 40 cm uzunluğunda keselim, tezgaha yerleştirelim ve
üzerine patatesi elimizle bastırarak ne ince ne kalın olacak şekilde orta kalınlıkta yerleştirelim..
Yoğurdun yarısını patatesin üzerine sürelim, üzerine de garnitürü veya benim yaptığım gibi kavurduğunuz havuçları yerleştirin.Üzerine kornişon turşuları ve salamı minik minik doğradım.
Sonra yoğurtlu sostan kaşıkla üzerlerine ara ara tekrar koydum.
Yandan strec filmi kaldırarak rulo şeklinde gevşek olmayacak şekilde saralım.
Ve bu şekilde servis yapana kadar en az 3 saat gibi buzdolabında bekletelim..
**
*
Servis etmeden yarım saat önce buzdolabından çıkaralım ve kalan mayonezli yoğutlu karışımımızı rulomuzun üzerine sürelim..
Ben üzerini kornişon turşu ve kırmızı biberli yağ ile süsledim sizin zevkinize kalmış..
Dilim dilim rulo salatamız servise hazırdır..
**
*

***Benim misafirler fazlaca olduğu için patatesi çok kullandım siz kendinize göre ayarlayabilirsiniz..
***Eğer ruloyu ince veya kalın sararsanız sararken çatlama yapabilir buraya dikkat..
***Rulo içinde ve üzerinde isterseniz dereotu veya maydanoz kullanabilirsiniz ki patatese yakışır..
***Ben ruloyu bir gece önceden yaptım bekleme süresi daha fazla olduğu için şekil olarakta iyi oldu..
*** Salatayı süslerken zevkize kalmış rulo pasta niyetine süsleyebilirsiniz..

..............................................Afiyet olsun..................................
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...