31 Ekim 2011 Pazartesi

......Gecikmiş bir Akraba Günü postu......

Geç olsun güç olmasın diyerek başlayalım yeni gün postumuza..
Evet bu en son gerçekleştirdiğimiz gün ama yenisi yaklaştı ben ancak yazabiliyorum..
Günümüze katılan tüm akrabalar olarak bir seneyi daha devirdik .
Yeni sene için  (laf aramızda 6 .yılımıza başladık)  isimleri yazdık ,zevkle çekilişimizi yaptık..

Aramızda hacca gidecekler olduğu için, akraba günü yolcu etme günü gibi bişey oldu..
Kadın ,erkek ,çocuklar cümbür cemaat bir aradaydık..
Biz, güne Zeynep Hanımımız azıcık hasta olduğu için ,
hacca gidecekleri görmek amacıyla son anda katıldık..
Güzel lezzetlerden tatdık, hediyelerimizi verdik, vedalaşıp ,dua isteyerek evimize döndük..  
*
Bu arada teyzemin oğlu, Burakda yeni umreye gidip geldiği için hac yolcularına uygulamalı bilgiler verdi..
Çok hoş, manevi bir ortam oluştu..


Dedim ya cümbür cemaat bir aradaydık diye
Necmi amca, dedemin kardeşi de objektifime takılmadan edemedi pufuduk terlikleriyle..



Şimdi hac görevleri için kutsal topraklarda olan akrabalarımız hayırlısı ile görevlerini yerine getirirler inşallah..
O kutsal mekanları görmeyi ve hac vazifesini yapmayı Rabbim tüm mümin kullarına nasib etsin.....
İnşallah tez zamanda da bizlere..



Hac yolcusu kalmasın dercesine güzel bir grup oluşturdular...
**
Eveeeet gelelim gün lezzetlerimize....
Son akraba günümüz Dayımın gelini Ayşegül'deydi..
*
Rengarenk patates salatası
(Değişik bir versiyonu burada)

Çikolatalı bisküvi kuleleri
(aslında bu ismi ben koydum ;tarifi verirken gerçek ismini öğrenir ve yazarım artık)
Tadı çok güzel ,bir o kadar da pratik bir lezzet..

Közlenmiş patlıcan ve biber salatası


Fındıklı damla çikolatalı kek
Mantı

Zeytinyağlı beyaz lahana sarması

Tarçınlı kurabiye
El açması peynirli börek 

Bu günlükte bu kadar....
Yeni senenin yeni akraba günleri için çekilişlerimizi yaptık ,
artsın samimiyetimiz hep inşallah, gelsin yeni günler ve lezzetleri..

24 Ekim 2011 Pazartesi

Armutlu Tart

Tartlar bana büyük ebattaki kurabiyeler gibi geliyor..
Çayın ya da sıcak sütün yanında enfes bir eşlikçi olacaktır..
Tart içinde genelde elma rendesi kullanılıyor ,evde olmayınca da ben gibi armutlar değerlendiriliyor..

Malzemeler
125 gr tereyağı(yumuşak)
4 su bardağına yakın un
2 yumurta
1 paket vanilya
1 çay kaşığı kabartma tozu
6 yemek kaşığı pudraşekeri

İç malzemesi için
4 orta boy armut
1 çay bardağı kırık ceviz
1 dolu tatlı kaşığı tarçın
1 dolu yemek kaşığı toz şeker

Hazırlanışı
İç malzememizi öncelikle hazırlayalım.
Bunun için armutların kabuklarını soymadan minik küpler halinde doğrayalım.
Doğradığımız armutları kavurmak için tavaya alalım.
Üzerine toz şeker ve tarçını da ilave ederek yumuşayana  ve saldığı suyu çekene kadar kavuralım.
 Kavrulunca ceviz içini de ilave ederek soğumaya bırakalım.
Hamur için yumuşak tereyağını yoğurma kabına alalım.
Yumurtaları, tereyağ ile karıştıralım ve kalan diğer malzemeleri de ilave edelim.
Yoğurarak kulak memesi kıvamındaki hamurumuzu elde edelim.
Hamurumuzun 3/1 ini üzeri için ayıralım.
Kalan hamur için tart kalıbımızı yağlayıp biraz unlayalım.
Hamurumuzu eşit kalınlıkta kalıba kenarlarına çıkacak şekilde yerleştirelim.
Üzerine iç harcımızı yayalım ve ayırdığımız hamurumuzu rendenin kalın tarafı ile rendeleyerek hamurun üzerini kapatalım.
(Hamuru rendeleme yerine kafes şeklinde de yerleştirebilirsiniz)
190 derecede ısıtılmış fırında tartımız beyaz kalacak şekilde pişirelim.
 Tartımız soğuyunca da üzerine pudraşekeri serpiştirerek servis yapalım.

..............Afiyet Olsun..............

20 Ekim 2011 Perşembe

Ahhh be Anadolu; Şimdi her yanın ağlayan Ana dolu...


 Yine terör, yine gözyaşı 24 askerimiz şehit ve onlarca yaralı ;bunu yapanlar insan olamaz .
Bunların aramızda yeri de olamaz .
Terörün dini ,dili, ırkı ,meshebi hiç olamaz .
Terörü nereden ,kimden gelirse gelsin şiddetle kınıyor,
şehit olan canlarımıza Allah'tan rahmet yakınlarına ve tüm ülkemize baş sağlığı diliyorum.. 
*
Ezanı ile huzur bulduğumuz,
Al bayrağı ile coştuğumuz,
Vatanımın toprağına göz diken namertlere aman verme Ya Rabbim...

19 Ekim 2011 Çarşamba

.....Nişastalı Susamlı Poğaça......

Çayın yanında taze taze bir poğaçaya hayır diyebilirmisiniz?
Kahvaltı ya da çay saati için lezzetli mi lezzetli bir alternatif...

*
Dün gelen ani misafiririm için yaptım bu simit vari pamuk poğaçaları.. 
İstanbul için dünkü hava durumu malum, araba da bende olmayınca dışarı çıkmam pek mümkün olmadı. 
Misafir ani olunca doğal olarak evde ne varsa o değerlendirildi .
Evde un azmış sonradan farkettim..
Eeee dışarıda çıkmam mümkün değil, ne yapacağım derken nişastanın olduğunu farkettim..
Poğaça da nişastayı denememiştim hiç..
Herşeyin bir ilki olur deneyelim görelim dedim ve başladım hamuru yoğurmaya..
Mis gibi kokan bu poğaça ve yassı simitçikleri elde ettim..
Sizce nasıl görünüyorlar??

Malzemeler
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı ılık su
1 yumurta
2 su bardağı nişasta
2 yemek kaşığı şeker(tepeleme)
1 yemek kaşığı tuz(silme)
2 tatlı kaşığı mahlep
1 paket toz maya(instant)
Aldığı kadar un

İç malzemesi
2 orta boy patates (haşlanıp ezilecek)
1 orta boy kuru soğan
3 yemek kaşığı sıvıyağ
tuz

Susamlı olanların üzeri için
2 yemek kaşığı pekmez
1 su bardağı su
1 kase kadar susam

 Hazırlanışı
Sütü ve suyu ılık hale getirip mayayı içinde eritip üzerine şeker ve tuzu ilave edelim.
Sırasıyla sıvıyağ, yumurta, elenmiş un, nişasta ve mahlepi ekleyip yoğuralım.
Kıvamı kulak memesinden az cıvık kıvamında olmalı ama ele yapışmayacak.
Hazırladığımız bu hamuru 1 saat kadar mayalanması için bekletelim.
*
İç malzeme için patatesi haşladım ve ezdim. Soğanı küçük yemeklik doğradım.
Sıvı yağda kavurdum .Soğanlar yumuşayınca ezdiğim patatese ekledim biraz daha kavurmaya devam ettim, tuzunu ilave edip soğuttum.
Hamurumuz mayalanıp kabarınca  şekil vermeye başlayalım.
Ben bir kısmını bidiğimiz yuvarlak poğaçalar şeklinde hazırladım.
Bunun için elimize mandalina büyüklüğünde hamur alıp elimizde açalım, içine hazırladığımız patatesli içten koyalım ve kapatalım.
Üzerine yumurta sarısı sürelim.
Diğer susamlı poğaçalar içinse;
Yine mandalina büyüklüğünde hamur alalım elimize  ve oval olarak açalım.
Hamuru açınca içine harç malzememizden hamurun boyuna doğru koyalım ve kapatalım.
Pekmeze suyu ilave edip sulandıralım ve bu pekmezli suyun içine,
 oval hazırladığımız poğaçaları batırıp çıkaralım.
Bol susama batıralım ve yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye dizelim. 
Yarım saat kadar da fırın tepsisinde mayalandıktan sonra 200 derecede ısıtılmış fırında pişirebilirsiniz…
**
*
Benim poğaçalar beğenildi..
Nişastalı poğaça bende de tam not aldı.
Altta Zeynep hanımımızda hangisini alacağını; şaşırdı bir de yiyebilse tam olacak..

* Hafta sonu gerçekleştirdiğimiz akraba günümüze ait lezzetler de geliyor ..
Bulabildiğim ilk fırsatta paylaşacağım inşallah..

...................Afiyet olsun................

14 Ekim 2011 Cuma

.....Feshanede Sivas Günleri......

Feshane'de12-14 Kasım 2010 tarihlerinde düzenlenen etkinliklerden biriydi Sivas Günleri...
Televizyondan haberim oldu..
Severim bu tarz Anadolu kültürürünü yansıtan etkinlikleri..
Hava güzeldi ,babamızın da işi vardı  büyük oğlumla  yanımıza minik kızımı da alarak atladık arabaya ver elini Eyüp Feshane'deki Sivas Günleri..  
Sivaslı mıyım? Değilim ama ortak paydalar var, serde biraz da merak olunca iyi geldi bu gezi bize..



Yazdan kalma nasılda güzel bir hava vardı o gün....
İstanbul’daki Sivaslı ve Sivas dostu vatandaşların bir araya geldiği organizasyonda
ortam çok sıcak ve doğaldı..
Amaç birlik beraberliği  ve kardeşlik duygusunu güçlendirmek,
dayanışmayı artırmak olunca insanlar fırsatı kaçırmamışlardı..
*
Sivaslılar folklörlerinden, yemeklerine;

 kangal köpeklerinden,bağlamalarına kadar Sivas ve ilçelerine ait yöresel olan her şeyini Feshane’de açtıkları stantlarda sergilemişlerdi..…
Gıda ürünlerinin çoğu Sivas'tan getirilince ziyaretçilerin ilgisi de yoğundu.. 



Altta Furkan yöreye has Unlu Kete'yi denerken; önce test et sonra satın al hesabı..
Satıcı ısrarla lütfen içindeki unu dökmeden yiyelim dedi
  bizim Furkan dökünce sana kız vermeyecekler evlat uyarısını aldı...
Feshane'ye gelmeyen babamız için de aldık bu ketelerden 
neden daha fazla almadınız diyerek de beğenisini dile getirdi kendileri..


Yöreye ait alet edavat da sergilenenler arasındaydı..
Altta yine Furkan'ın elinde görülen KAVURGAymış..
Buğdayın kavrulmuş hali,çerez misali..
Bilmeyenler burun kıvırabilirler bu lezzete ama mısır patlağı tadında..
Kavurga ziyaretçilere ikram edildi..

Eskilerin taş buğday değirmeni..

Yıldızeli ilçesine ait el işi şirin bebekler..
Bizim meraklı halı ustası..
Yöresel gelinbaşı ve kıyafetler..

Şirin,deri bebek patikleri..


Kıredi kartı da geciyormuş.
Türk dil kurumu görmesin..
En çok ilgimi çeken de yöresel oyunlar oldu..
Oyunların çoğu Giresun ile Sivas'ın komşu iller olması sebebi ile ortak ve bildiğim oyunlardı..
Bilmediklerimi de ilgi ile izledim..
  
 
Feshane'nin az ötesi Eyüp Sultan Camii ve Meydanı olunca da 
o tarafı görmeden edemedik..
Bir kaç saatimizi de oraya ayırdık..  


Hasılı bu tarz gezilere özellikle çocuklarla çıkmalı..
Kültürel olarak öğrenebilecekleri çok şey var ..

....Bebe Bisküvisi...

Bugünkü tarifimiz herkesi ilgilendirecek cinsten değil..
Daha çok bebek ve çocuklarımızı ilgilendiriyor doğal olarakta annelerini..
Çocuklarımızın doğal ve katkısız  beslenmeleri en büyük isteklerimizden.
Bunun için elimizden geleni yapsakta dışarıdan aldığımız bir çok gıdanın içinde ne olduğunu bilmeden yiyoruz yada yediriyoruz sevdiklerimize.


Bugünler de hastayız, analı kızlı grip olduk..
Ben neyse de minicik yavrunun hastalığı insanın canını sıkıyor.
Zeynep'im 6 aylık oldu artık, zaman ne çabukta geçiyor doğumu daha dün gibi..
Ek gıdalara da başladık artık.
Abilerini büyütürken özellikle kahvaltıda doyurucu olması için bebe büsküvisi ve diğer kahvaltılıkları bereber veriyordum.
Zeynep için doktora gittiğimizde doktorunun bebe büsküvisi kullanmamamı söylemesinden sonra bende yerine ne kullanabilirim arayışları başladı.
Ve biraz araştırmadan sonra burada buldum bende kızıma evde katkı maddesiz ,içinde ne olduğunu bildiğim,uzun süre saklanamayacak büsküviler yaptım.. (uzun süre saklanamaması doğal içinde katkı maddesi yok çünkü)
Bu bisküviyi kahvaltısına yada meyvesine katabilir, isterseniz de eline verip yedirebilirsiniz.

Malzemeler  
10 yemek kaşığı tepeleme un
100 gram oda sıcaklığında tereyağı
2 yemek kaşığı pekmez (Üzüm yada dut)
1 yumurta (1 yaş öncesi için sadece sarısı)
1 limon kabuğu rendesi 

Hazırlanışı
Yukarıdaki malzemelerin tamamını karıştırarak yoğuralım ve pürüzsüz bir hamur elde edelim. (tadı az gelirse pekmez ilave edebilirsiniz) Benim kullandığım pekmezin kıvamı yoğundu bana bu kadarı yetti.. 
Hamuru  ne kalın nede ince orta kıvamda olacak şekilde şekillendirelim.
 Çok ince olmamalı, pişince çok sert olur, kalın olursada içi pişmez.
 Önceden ısıtılmış 190 derecede ısıtılmış fırında 15 dakika pembeleşene kadar pişirelim.
*
Büsküvilerin üzerindeki şekli çatalla verdim.
Ve sonuç benim için güzel oldu.

*Bisküvilerin rengi pekmezden dolayı biraz koyu olacaktır.
*Pişerken kurutmamak için sık sık kontrol etmek gerekiyor.
* Bir çay bardağı yada değişik kurabiye kalıpları ile de şekil verebilirsiniz.
*Kullanacağınız pekmezin kıvamı eğer akıcıysa unu koyarken kaşık kaşık koymanız yerinde olur.
*1 yaş öncesi bebeği olanlar yumurtanın sadece sarısınını kullanmaları allerji açısından önemlidir.  Bende sadece yumurtanın sarısını kullandım.
*Vanilya ve kabartma tozu gereksizdi. Sadece bir miktar aroma vermesi açısından limon kabuğu rendesi kullandım. 
*100gr lık tereyağı miktarını azıcık düşünerek kullandım, sanki biraz fazla gibi geldi bana ama zaten kahvaltısı içine de tereyağı ilave ediyoruz onun yerine diye düşündüm..
*Bisküvilerin içine toz fındık yada ceviz de ilave edilebilir.(Doktorumuz kahvaltıda ceviz kullanabileceğimizi söyledi bisküvülerin içinde de doğal olarak kullanılabiliriz)
*Benim bisküvilerim piştikten sonra elle kolayca dağılabilecek cinstendi ,kahvaltıda da yoğurdun içinde de ezerek çok rahatlıkla kullandım. ...
*Kapalı cam kase yada kavanozun içinde 8 -9 gün saklanabilirsiniz.

......................Afiyet Olsun.....................

10 Ekim 2011 Pazartesi

Fasulye Diblesi....

 Yaz yemeklerinin vazgeçilmezi taze fasulye şu sıralar bitti bitiyor .
Bunun için bugün sizlere fasülye diblesi tarifini vereceğim..
Diyeceksiniz ki Dible de ne? dible, dibini tutturmak demekmiş.
Bu yemeği evlenene kadar çokda bilmezdim ama eşim sayesinde öğrendim diyebilirim.
Karadeniz yöresinin özelikle de Giresun'un bu vazgeçilmez yöresel yemeğine ,
 birçok yerde pirinçli de diyebiliyorlar...
Yemek hafif, sağlıklı ve  çok çok besleyici..
Değişik sebzelerle de dible yapabilmeniz mümkün.
(fasulye, karalahana, patlıcan , kabak,pırasa,pazı vs)


Malzemeler
Yarım kilo taze fasulye(500gr)
1 kırmızı biber
1 domates rendesi
1 yeşil biber
1 kuru soğan
2 diş sarmısak
2 küçük havuç
1 patates
Yarım çay bardağı sıvıyağ
Yarım çay bardağı pirinç
karabiber,tuz.

Hazırlanışı
Taze fasulyeyi minik minik doğrayalım(burada ki gibi).
Kırmızı ve yeşil biberleri, kuru soğanımızı yemeklik olarak doğrayalım. Sıvıyağda yumuşayana kadar kavuralım. Rendelediğimiz domatesimizi ekleyelim.
Havucu ve patatesi ve sarmısağı da minik küpler halinde doğrayalım taze fasulyeyle birlikte kavrulmuş soğan ve biberlerin üzerine ilave edelim.
Sebzeleri de yağda biraz yumuşayana kadar kavuralım..
Sebzeler kavrularak iyice yumuşayınca yıkayıp süzdüğümüz
yarım çay bardağı kadar pirinci ilave edelim
  Baharatları ilave edip kısık ateşte pişmeye bırakalım ;kendi suyu yeterli değilse biraz da su ekleyelim pirinçler de yumuşayana kadar suyunu tamamen çekene kadar pişirelim.
*
Pirinçler tamamen yumuşayınca pilav gibi demlenmeye bırakalım.
Dibleyi sıcak ılık soğuk her şekilde yiyebilirsiniz..
 
......................Afiyet olsun...................

5 Ekim 2011 Çarşamba

...Kıymalı Karnıyarık Poğaça.....

Merhaba Dostlar..
Kaç gündür pc başına oturup oturup kalkıyorum da bir türlü kayıt yapmak nasip olmuyor..
Bu sayede de siz, dondurucuya fasulye nasıl konulur ezberlediniz dimiii?
Minik Zeynep'im doğduğu zaman bu denli zorlanmamıştım yavaş yavaşta olsa postları hazırlayabiliyordum..
Ama kızımız 6 aylık oldu ve artık yerinde durmak istemez oldu.
Bende onunla ilgilenmekten nereye nasıl yetişeceğimi bilemez oldum.
Gün içinde adeta saatler yetmiyor bana (beraberinde iki oğul ,bir de eş sorumluluğu olunca bazen imdaaat diyesim gelmiyor değil hani)
Ama özellikle izleyicilerime sonsuz teşekkürlerimi sunmadan edemiyeceğim, çünkü istatiklerim beni yalnız bırakmadığınızı ve ziyaret ettiğinizi haber veriyor.
Her ne kadar çoğunuz yorum bırakmadan sessiz sessiz izleseniz de...
İyi ki varsınız..

Bu güzel poğaçaları küçük oğlum Berkan ve arkadaşları için hazırlamıştım..


Malzemeler
3 su bardağı ılık süt
200gr krema(yerine 1 bardak daha süt kullanabilirsiniz)
1 su bardağı sıvı yağ
2 adet yumurta (beyazlar hamura,sarıları üzerine)
1 paket yaş maya(42gr)
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı mahlep
3 yemek kaşığı şeker(silme)
1 yemek kaşığı tuz(silme)
Aldığı kadar un

İç malzemesi
250 gr kıyma(orta yağlı)
1 orta boy kuru soğan
3 yemek kaşığı sıvı yağ
Tuz ve karabiber

üzerine
2 yumurta sarısı(yukarıda belirtmiştim)
susam,haşhaş veya çörekotu

Hazırlanışı
Sütü, kremayı, sıvı yağı karıştırarak ılıtalım (Süt ve kremanın ılık olmasına önemlidir)
1çay bardağı ılık suyla mayayı eritelim.
Ilıttığımız sütlü yağlı karışımı karıştırma kabına alalım
diğer malzemeleri ilave edip aldığı kadar un ilave ederek kulak memesine yakın yumuşaklıkta bir hamur elde edelim.
Ne kadar çok yoğurursanız hamur o kadar güzel olur. Daha sonra hamurun mayalanması için üzerini kapatarak yaklaşık 1 saat bekleyelim.
*
Hamurumuz mayalanırken, iç malzememizi haırlayalım.
Soğanımızı ince yemeklik doğrayalım ve  sıvıyağda kıymayı da ilave ederek kavuralım.
Kıymamız iyice kavrulunca tuz ve karabiberini ekleyelim ve harcımızı soğutalım.

Hamur mayalanınca limon büyüklüğünde parçalar halinde bir kenarda bekletelim, ilk oluşturduğumuz bezeden başlayarak  yuvarlak açalım ve ortasına boyuna iç harcımızdan yerleştirelim.
Hamurun karşılıklı iki kenarını bıçakla boyuna aşağı fotoğrafta gördüğünüz gibi keselim.
Daha sonra bu kesilen kısımların yanlarından tutarak birini diğerinin içinden karşı tarafa geçirerek şekli oluşturalım..
Daha iyi anlamak için fotoğrafları inceleyebilirsiniz.


Poğaçalara bu şekli verdikten sonra yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye yerleştirelim.
Üzerlerine ayırmış olduğumuz yumurta sarılarını sürüp susam,çörekotu veya haşhaş hangisi varsa serpiştirelim.
 Sonra tepside da mayalanmaları için yarım saat kadar bekletelim, ardından 200 derecede önceden ısıtılmış fırında altı üstü kızarana kadar pişirelim.
Tepsiyi fırından çıkarınca üzerine temiz bir bez örterek soğumaya bırakalım.
Ilıkken servis yapabiliriz..



.........................Afiyet Olsun.......................
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...