31 Mayıs 2010 Pazartesi

İsraili ve her zaman yaptığı hain saldırıyı büyük bir nefretle kınıyorum ..
...Filistin için yardıma giden İHH gemisindeki tüm kardeşlerimizin ALLAH yar ve yardımcısı olsun...
Ölen kardeşlerimiz inşallah şehit oldular .Onları öldüren kafirler ne acaba???
(kafirler istemesede ALLAH Nur'unu tamamlayacaktır .
***
**
*
Bu arada  buraya dikkat  

30 Mayıs 2010 Pazar

Böyle Olur Piknik Dediğin......

Yaz günlerinin rahatlatıcı varsa stres attırıcı gezileridir piknikler..
Eşimin çalıştığı ve çocukların okuduğu okulumuz sene sonu dolayısı ile
tüm öğretmen ve  aileleri için piknik düzenledi.. 

Babamız sene sonu dolayısı ile yoğun olan işlerini bahane ederek,
 önce gitmek istemedi ama sonra karar değiştirip, herkeslerden önce piknik alanında yerini aldı..
Piknik alanı Çatalca sınırları içersinde sakin ama güzel bir alandı..
Sabah kahvaltısı ile başladık günümüze..
Anne masayı hazırlarken baba ve çocuklar zevkle semaveri yakma telaşına düştüler..
Dün yaptığımız simitler de masadaki yerini aldı..
Kimseler gelmeden  sakin sakin kuş sesleri ile kahvaltımızı yaptık..
**
*
Bu arada arkadaşlar da yavaş yavaş arabaları ile ya da servislerle teşrif etmeye başladılar..
Sonra  çocuklarla çevreyi keşfe çıktık..
Rabbimin yarattığı güzelliklerin seyrine daldık ve bir daha şükrettik..

 
Günün orta yerinde huzur iklimi kendiğinden oluştu bile..
Furkan'ım en ön safta yerini almıştı..
Hemen yandaki masamızdan onu severek, izledim büyük bir mutlulukla..

Öğle yemeği vakti gelince,
masalar kuruldu , tüm hazırlıklar okulumuzca yapıldı .
Bize kalansa sadece sıraya girip ikramlarımızı almaktı..
Öncelik her zamanki gibi çocuk ve bayanlara tanındı..
Arkadansa erkekler yemeklerini aldılar..
Kısacası yemek işini, duman altı olmadan temiz temiz halletttik..
Alltta Berkan muzaffer komutan edası ile almış yemeğini masaya dönerken..


Eeeeee yemekler yendikten sonra hareket edip yenilenleri eritmek lazım  dimi ama..
                             Çocuklar saklanbaç, futbol oynadılar ,uçurtma bile uçuranlar oldu..
Elif Beyza pikniğe civcivini de getirmiş zavallı civciv elden ele dolaştı durdu..


Müzik öğretmenimiz Ramazan Bey eşliğinde türkülerle dolu canlı müziğimiz de vardı...
Çocuklar sene içinde öğrendikleri türküleri bizlere sıra ile sundular..
Sonrasında da ver elini diğer oyunlar..
Yoğurt yemece, yumurtayı düşürmeden taşıma, halat çekme ,
 Çuvalla zıplama vs.
Çocuklar çok zevk alarak iştirak ettiler sonunda da süpriz hediyelere sahip oldular..
Süpriz hediyelerse pek hoştu hediye kağıdına sarılmış patlıcan ,biber ve domatesten ibaretti ..
Haa unutmadan bu oyunların bir çoğunu babalarda oynadı  ve çocuklar gibi sevindiler desem yeridir..

En sonunda tüm çocuklara balonlar dağıtıldı..
Ve tabi mısırlarımızıda unutmayalım..
Minik civcivnde mısırlardan nasibi kadarını aldı...


Velhasıl her şeyin ince ayrıntıları ile düşünüldüğü temiz, düzenli gürültüden uzak huzurlu bir piknik geçirdik..
Çocuklar arkadaşları ile bol bol oyun oynarken ,biz büyüklerde bazen onların oyunlarına katıldık
çoğu zamanda hoş sohbetlerden geri kalmadık..

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Evde Gevrek Simit Yapmak....



Gördüğünüz simitlerin sokakta satılanlardan farkı yoktu dersem inanır mısınız ?
İnanın çünkü öyle..
Bugün babamızın dolayısı ile de çocukların okul pikniği vardı.
Bu simitleri piknik için hazırladım..
Hazır almak bekli daha kolay olacaktı ama ne zamanıdır bekleyen tarifi denemek için, dün gelen misafirlerden gittikten sonra bu simitleri yaptım..
Ayrıca dışarıda yapılanlardan daha sağlıklı..En azından içinde ne olduğunu ve nasıl yapıldığını biliyoruz..
  Tarifi birbirinden lezzetli ve değişik tarifler sunan Jibek -Cahide bloğundan Cahide burada paylaşmıştı..
Cahideciğime bu güzel tarif için teşekkür ediyorum..

Malzemeler
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı ılık su
1 su bardağı sıvı yağ
1 yumurta
2 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz(tuz miktarı çok az artırılabilir)
1 yemek kaşığı maya
1 çay kaşığı mahlep
6 su bardağı un

Pekmezli su için
1 su bardağı su
2 yemek kaşığı pekmez

üzeri için susam

Yapılışı
 Hamur malzemeleriyle yumuşak bir hamur yoğuralım. 1 saat kadar mayalanması için bekletelim.
Hamur mayalandıktan sonra aşağıda kolajda gösterildiği gibi ,iki tane cevizden az büyük parça alıp ,ikisini de çubuk gibi uzatalım.
 Bir birine dolayarak uçlarını birleştirelim ve simit şekli verelim.
2 yemek kaşığı pekmezi 1 su bardağı suyla karıştırıp,simitlerinizi bu suya batıralım.
 Daha sonra simitleri susama batıralım. 200 derecelik fırında simitler kızarana kadar pişirelim..
***
**
Ben susamım yetmediği için bazı simitlerin üzerinde haşhaş kullandım..
Ve bu malzemeden  9 tane simidim oldu..
Yaptığımız bu simitler çayın yanında sıcak sıcak ve çıtır çıtır enfes olur...
Simitler çok güzel oldu.Yalnız  bi daha ki sefer tuz miktarı biraz artırılacak ,çünkü az  geldi... 
Piknikte çok yorulduk ama hava güzel ,ortam güzel ,dostlar güzel  değdi doğrusu..
Aşağıda piknikte  kahvaltı soframızdan ufak bir kesit  ve simitlerimiz
devamı yarın inşallah..

 
......................................Afiyet Olsun.............................

28 Mayıs 2010 Cuma

Elmalı Kurabiye.....



Hayırlı Cumalar olsun inşallah...
Elmalı kurabiye bilinen lezzetli ve besleyici bir kurabiyedir..
Bugün misafirlerim var onlar gelmeden postu yazayım dedim..
Ne yapayım derken baktım masanın üstünde elmalar yenmeden kalmış ,
bu elmaları değerlendireyim dedim ve elmalı kurabiye de karar kıldım.
***
Kurabiyelerimi değişik şekillerde yaptım .
Siz arzu ettiğinizi tercih edersiniz..
İlk gül şeklinde
Altta kolajda gülün yapılışını gösterdim..
Hatırlarsanız daha önce burada gül şeklinde şerbetli tatlı da yapmıştık..  


Malzemeler.
150 gr yumuşatılmış tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ
1 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı nişasta
1 su bardağından biraz az pudra şekeri
3-3,5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
İçi için 
4 orta boy elma
4 çay kaşığı tarçın
4 yemek kaşığı tozşeker
ve kırık ceviz veya fındık içi

Üzeri için
 pudra şekeri
1 vanilya (isteğe bağlı)

Yapılışı
Önce elmalarımızı yıkayalım ,kabuklarını soyup rendeleyelim . Şekeri ilave edip ocak üzerinde elmalar yumuşayana kadar  pişirelim. Elmalarımız pişince ocaktan alıp tarçın ve ceviz içimizi ekleyip karıştıralım ,soğusun.
Daha sonra hamur malzemelerinin tamamını kullanarak kulak memesi kıvamında bir hamur elde edelim. Hamurumuzu 15 dakika kadar dinlendirelim.
Aşağıda gösterdiğim şekillerde veya tercih ettiğiniz başka şekillerde şekil verelim..
200 derecede ısıtılmış fırında üzerleri beyaz kalacak şekilde pişirelim.
Kurabiyelerimiz pişip tamamen soğuduktan sonra pudra şekerine bulayalım..
Altta elmalı kurabiyenin başka bir şekli
Ay kurabiyesi şeklinde..
 
Altta ay şeklindeki elmalı kurabiyenin yapılışı..
Hamuru merdane yardımı ile inceltiyoruz.Üçgen parçalara ayırıyoruz .
Geniş kısmına elmalı harcımızdan yeterince koyuyoruz ve sarıyoruz.Elimizle ay şekli veriyoruz..  

Vee son şeklimiz.
Hamurumuzu daire şeklinde inceltip yine bir köşesine elmalı harcımızdan
koyuyoruz ve poğaça gibi kapatıp kenarlarına çatalla bastırıyoruz.. 

***
**
*
*Ben vanilya kokusunu sevdiğim için kurabiyeleri pudra şekerine bularken ,pudra şekerine 1 paket daha vanilya ekliyorum ve kurabiye üzerine o şekilde kullanıyorum..
Misafir geleceği için acele ile yazdım . Hatam varsa affola..

............................Afiyet olsun .........................

27 Mayıs 2010 Perşembe

Tuzlu Susamlı Kurabiye..



Susamlı kurabiye abartmıyorum hayatımda yediğim en ağızda dağılan, en kıyır kıyır kurabiye idi ..
Bundan dolayıdır ki kaç tane yediğimi hatırlamıyorum bile..
Denemenizi ısrarla tavsiye ederim..
Tarif yine Son Akraba günümüzden
ve diğer teyze kızım Birsen'den  geliyor...

Malzemeler
250 gr tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ,
1 çorba kaşığı sirke,
1tatlı kaşığı mahlep,
 2 çorba kaşığı şeker,
1 tatlı kaşığı tuz
aldığı kadar un
 
Üzeri için
 2 yumurta beyazı
1 tabak susam
 
Yapılışı
 Hamur malzemelerinin tamamını kullanarak kulak memesi kıvamında bir hamur elde edelim.
 Merdaneyle istenen kalınlıkta açıyoruz kalıpla keselim, önce yumurta beyazına sonra susama bulayıp tepsiye dizelim. Kurabiyenin şekli şemali sizin arzu ve isteğinize kalmış ... 
 Bu tariften iki tepsi  kadar çıkıyormuş ..
Bereketli ve enfes bir tarif anlayacağınız..
 
...................................Afiyet olsun.....................................

Not: Yan tarafta  acizane bir anket var..Bir göz atarsanız sevinirim .Malum son günlerine yaklaşıyoruz..

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Renkli patates topları..

Bu renkli patates toplarına ister salata deyin ,ister aperatif deyin sunum olarak  göze hitap ettikleri kesin ..
Yapım teyzemin kızı Zübeydeciğime ait
Benim katkım nedir derseniz,
 Zübeyde topları hazırlarken başında bekleyip onu çeneye tutmak oldu..
Bir çoğunuz bilir bu şirin topçukların tarifini
İşte bizim tarifi...

Malzemeler
4 – 5 tane iri boy patates
2 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı limon suyu
Tuz – Karabiber

Maydanoz
Kırmızı pul biber
Havuç rendesi
Susam
Çörekotu
Dereotu

Yapılışı
Patateslerin kabuklarını soyup ve sıcak suda haşlayalım.
Aceleniz yoksa kabuklarını soymadan da haşlayabilirsiniz ki böylesi daha sağlıklı.
 Suyunu süzün ve sıcak iken içine tereyağını, tuzu,limon suyu ve karabiberini katıp iyice ezelim. (Tereyağı kullanmak istemezseniz sıvıyağ veya zeytin yağı da kullanabilirsiniz.) Püre halindeki patateslerden elimize alıp küçük toplar yapalım. Ayrı ayrı tabaklara koyduğumuz minik doğranmış maydanoz, dereotu ve pul biber , havuç rendesi ,susam ,çörekotuna zevkimize göre bulayalım ve servis yapalım.... .

............................Afiyet olsun…......................


Renkli patates toplarını  ben yapmadım ama bu sarı gülü ben çektim..

Benden hepinize..

25 Mayıs 2010 Salı

Bülbül Yuvası..



Malzeme
Yarım su bardağı sıvı yağ
Yarım paket  tereyağı(125 gr)
Yumurta( akı hamura, sarısı üstüne)
3 yemek kaşığı yoğurt
Yarım paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Şerbeti için
2,5 su bardağı şeker
3 su bardağı su
Bir kaç damla limon suyu

Hazırlanışı
İlk önce su  ve şekeri kaynatalım bir kaç taşım kaynayınca limon suyunu ekleyelim ,ocağın altını kapatıp şerbeti soğumaya bırakalım.
Hamur için gerekli olan malzemeleri yoğurup kulak memesi kıvamında bir hamur elde edelim.....
15 dakika kadar üzerini kapatarak hamurumuzu dinlendirelim.
Hamuru ikiye bölelim. Merdaneyle tepsi büyüklüğünde açalım çay bardağı ile kesip fırın tepsisine dizelim.Diğer bölümünü tekrar açalım çay bardağı ile keselim ama bu sefer kestiğimiz hamuru daha küçük bir kalıpla ortasından tekrar keselim ve ortaları açık hamurları elde edelim..
Elde ettiğimiz bu ortası açık hamurları ilk kestiğimiz yuvarlak hamurların  üzerine  yerleştirelim.
Ortalarına ceviz veya fındık koyalım.
 Hafif bir şekilde yumurta sarısı sürüp 200 derecede hafif pembeleşene kadar pişirelim.
Tatlımız pişip rengi hafif kızarınca fırından çıkıp ilk ısısı çıkınca soğuk şerbeti üzerine dökelim ve şerbetini çekmesini sağlayalım..
...................................AFİYET OLSUN.............................

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Diken ucu kavurması....



Hazır patates kavurması tarifi vermişken bir kavurma tarifi daha vereyim tam olsun..
Biz Karadeniz usulü diken ucu diyoruz altta gördüğünüz ota ama
Anadolunun değişik bir çok yerinde değişik adları var bu otun..
Mesela merulcan ,merevcan  yada kırca gibi
Gerçekten çok lezzetli bir ot şiddetle denemenizi tavsiye ederim..
Bu otu bir çok pazarda bulabilirsiniz..
Ya da bizim gibi pikniğe gittiğiniz yerler de orman içlerinde zevkle toplayabilirsiniz...
Diken ucunun pişmeden önceki hali aşağıdaki gibidir..

 

Malzemeler
1 kilo kadar diken ucu (Tek tek temizlenip ayıklanacak)
2 orta boy soğan
3 yemek kaşığı sıvı yağ,
1 yemek kaşığı dolusu tereyağı
2 diş sarmısak
Karabiber, tuz

Yapılışı
Diken uclarını çok iyi  ayıklanıp temizlememiz gerekiyor .
Çünkü üzerinde özellikle kendiniz toplarsanız karınca olabilir.
Yıkadıktan sonra derin bir tencerede su koyalım kaynayınca diken uçlarını bütün halde doğramadan ilave edip iyice yumuşayana kadar 45 dakika kadar haşlayalım.. .


Haşlanan diken uçlarını süzüp hemen soğuk suyla doldurduğunuz bir kaba alalım
 ve biraz soğuk suda bekletelim.
Kavuracağımız zaman diken uçlarını süzelim ve elimizde iyice sıkalım.
Sıktığımız diken uçlarını  gelişi güzel bir iki bıçak darbesi ile doğrayalım.
Sıvıyağı kavurma yapacağınız tencereye alalım ve soğanları ve sarımsak rendesini pembeleşene kadar kavuralım. Diken uçlarını da ekleyelim, tuzunu baharatını da ekleyip bir iki sefer alt üst edip ocağın altını kapatalım..
***
**
*
Biz diken uçlarını Polonezköy'ü ziyaretimizde orman içinden büyük bir zevkle kendimiz topladık..
Özellikle Babamız ve Berkan büyük bir zevkle topladı ,toplarken bir çoğunu da yediler..
İnsanın yemek becerisinin olması bu şekilde hayata da yansıyor işte..
Çünkü Berkan da babamız da mutfakta uğraşmayı seviyor..  

 

Eğer isterseniz kavurduğunuz diken uçlarının üzerine yumurta da kırabilirsiniz..Böyle de çok lezzetli olur..
Ayrıca düşündüm de gözleme içinde de çok lezzetli olabilir..
....................................Afiyet olsun.................................

Turşulu Patates Kavurması ..



Karadenizin vazgeçilmezlerindendir turşu kavurmaları.
Bu bazen lahana olur bazen fasulye..
Turşulu kavurma yine annemin çocukluğumda çok yaptığı bir yemekti..
Kavurma için daha çok lahana turşusu tercih ediyoruz..
Hazır evde lahana turşum varken nostalji yapmak geçti içimden ..
Bizce tüm öğünlerde yenecek bir lezzettir.. 
Malzemeler
4 iri patates (haşlanmış-ezilmiş)
2 kuru soğan
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı salça
1 kase kadar doğranmış lahana turşusu
Karabiber, tuz
 
Yapılışı
Kuru soğanı yemeklik doğrayalım ve sıvı yağ ve tereyağ karışımında pembeleşene kadar kavuralım..
Daha sonra 1 kase beyaz lahana turşumuzu ekleyelim yumuşayana kadar kavuralım..
Salçamızı ekleyelim .Biraz daha kavuralım.
Sonrasında da ezilmiş patatesleri ekleyelim kavurmaya devam edelim.
Tuz ve karabiberini ekleyelim.
Turşulu patates kavurmamız hazırdır, çayla da ayranla da güzel gidecek bir yemektir.. 
**
*
Eğer turşunuzun ekşiliği fazla ise salça eklemesenizde olur çünkü kavurmanız daha da ekşi olabilir..
 
..............................Afiyet olsun..........................

23 Mayıs 2010 Pazar

Lokma.....



  İşte enfes bir tatlı daha..
Lokma beni üniversite yıllarıma götürür hep .
Özellikle Ege bölgesinin  bir çok ilinde, özel günlerde (düğün ,sünnet kandil vb ) insanlar bu tatlıyı sokakta koca koca kazanlarla canlı canlı yapar ve gelen geçen herkese dağıtırlardı ..
Uzuun kuyruklar oluşurdu.
Eeee bizde öğrenciyiz ya nasiplenmeden olmazdı tabii..
   İnsanların kimi külahlarla kimi tencere dolusu alırdı ..
İçinizde bilenler muhakkak vardır ..
***
**
*
Bu lokmaları en son akraba günümüzde Teyzem yapmıştı .
Laf aramızda çokta güzel olmuştu ..
Tarifini soran arkadaşlar da oldu , işte tarifi geliyor..

Malzemeler
1 yumurta
1 kg söke un
2 yemek kaşığı yoğurt
Yarım yaş maya (bim deki 42 gr lıkların yarısını koymuş)
Yoğurmak için sıcak su(cıvık bir hamur olacak)

Şerbeti için
2 su bardağı şeker
2 su bardağı su
bir kaç damla limon suyu
Yapılışı
Önce şerbeti hazırlayalım ki soğusun . Şeker ve suyu hafif yoğunlaşana kadar kaynatalım
 ocaktan almamıza yakın limon suyunu ekleyelim ve soğumaya bırakalım..
Un ,yumurta ,yoğurt ve maya ile sıcağa yakın ılık su kullanarak cıvık bir hamur elde edecek 
şekilde yoğuruyoruz...
Lokmanın hamurunu hazırladıktan sonra mayalanması için bir yarım saat kadar bekletelim..
Hamur mayalanıp kabarınca kızartma aşamasına geçebiliriz..
Kızartırken dikkat etmemiz gereken yağın miktarının fazla olması( az yağda istenilen şekilde kızarmıyor)
ve lokmaların her tarafının kızarması için karıştırarak pişirmek gerekiyor..
Lokmaları şekillendirmek için aşağıda ki kolaja bakabilirsiniz.
Hamuru işaret parmağımızla baş parmağımız arasına alıyoruz ve yağa batırdığımız kaşıkla istediğimiz büyüklükte kesip hemen seri olarak yağa atıyoruz..
Kızaran lokmaları bir süzgece alalım fazla yağı aksın ,sonrasında da hemen sıcak sıcak ,soğuk şerbete atalım..
İşte hepsi bu kadar .
Bu malzeme ile baya bereketli miktarda lokmalarınız oluyor..
 
Not: Teyzem çabuk mayalansın diye sıcağa yakın ılık su kullanmış Böylece de pişirmek için fazla beklemesi gerekmemiş. Eğer sizin aceleniz yoksa  yoğururken ılık suda kullanabilirsiniz.
Bu durumda bekleme süreniz biraz daha artacaktır..
Kızartma yağı  kızgın ve kızartma tenceresinin derin olması gerekiyormuş. Aksi takdirde lokmalarınız istediğiniz şekilde olmazlar.
............................Afiyet olsun....................

21 Mayıs 2010 Cuma

PALYAÇO KÜLAHI (Milföylü Külah Tatlı).....



Uzun zamandır yapmayı düşündüğüm nihayet uyguladığım bir tarif daha sizlerle..
Görüntüsü kadar lezzeti de enfes olan bir lezzet..
Yaparken biraz uğraştırsa da lezzetinden dolayı iyi ki yapmışım dedirten külahlar bunlar..
**
*
(Resimlerin üzerine tıklarsanız büyüterek daha net görebilirsiniz.)

Sizce nasıl görünüyor ?
Malzemeler
1 paket milföy hamuru
15 adet dondurma külahı
Yağlı kağıt 

İç Kreması İçin
5 su bardağı süt
3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı nişasta
1 su bardağı şeker
2 paket vanilya
Yarım paket çiğ krema 

Yapılışı
Bu külahları hazırlamak için  normalde metal kalıplar var. Bu kalıplar bende olmayınca iş başa düştü .
Metal kalıp yerine dondurma külahlarının üzerine yağlı kağıt sararak kendi kalıplarımı oluşturdum..Yukarıda görüldüğü şekilde..Dondurma külahıda bulamazsanız sadece yağlı kağıttan da kalıp yapabilirsiniz.
**
Milföy yaprakları yumuşayınca merdane ile yarım cm kalınlığında inceltip yukarıdaki gibi
 şeritler halinde keselim.
Hazırladığımız kalıplara bu milföy şeritlerini en alttan başlayarak düzgün bir şekilde saralım. (Hafif üst üste binecek şekilde sarılması gerekiyor.)
En üst kısmını biraz  boşluk bırakırsanız hamurlar pişince bu boşluktan tutarak kalıpları hamurların içinden rahatça çıkarabilirsiniz..
Daha sonra hazırladığımız milföy külahlarını fırın tepsisine yerleştirelim. 180 derecede ısınan fırında hafif
kızarana kadar pişirelim. 
  
 
Ben pişer pişmez yavaşça kırmadan kalıpları milföylerin içinden çıkardım..
Külahlar fırında pişerken iç kremayı hazırlayalım..
Sütü, nişastayı, unu bir kaba alıp karıştırarak bir kaç taşım kaynayana kadar pişirelim.
Piştikten sonra vanilya ve şekerini ekleyip mikserle 5 dakika kadar çırpalım..
Çiğ kremayı ekletip biraz daha çırpalım..
Soğuyan külahları sırayla bardaklara diklemesine koyarak içlerini hazırladığımız ve soğuttuğumuz iç kreması ile dolduralım.
Bardakların içinde dik bir şekilde buzdolabında iç krema donana kadar bekletelim..
***
Servis tabağına almadan önce üzerlerine pudra şekeri serpelim, içlerine toz fıstık ve çilek parçası koyarak servis tabağına alalım..
Benim tavsiyem iç kremanın içine meyve parçacıkları da eklerseniz çok daha güzel bir lezzet elde edersiniz..
Bir dahaki sefere o şekilde denemeyi düşünüyorum..
**
Bu Tarifi sevgili Gülcan'ın ev sahipliğini yaptığı 60.Porselen Demlik Çay Saati Etkinliğine gönderiyorum... 


Bu da servis tabağımızın son hali ..
                                      Deneyin pişman olmazsınız derim ..

.........................................AFİYET OLSUN.............................

Mantarlı Pizza.........

Pizza sevmeyen pek yoktur sanırım..
Bizim evde de sevilerek yeniliyor..
Pizza bizde daha çok benim, yemek yapmak istemediğim zaman başvurduğum bir alternatif.....
Gerçi özel istek üzerine de yaptığım oluyor..
Biz yanında salata ve ayranla tercih ediyoruz..

Pizza Hamuru İçin Malzemeler
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılk su
1 su bardağı sıvıyağ
1 küçük yaş maya
1 tatlı kaşığı tuz,
1 çay kaşığı toz şeker
Aldığı kadar un

İç Malzemeler
Sucuk,
Mantar(haşlanmış),
Domates,
Zeytin.(yeşil,siyah)
Mısır
Rendelenmiş kaşar peyniri,
Biber
(iç malzeme tamamen zevkinize kalmış, hangisini kullanmak isterseniz onu ekleyebilirsiniz)

Pizza sosu icin
1 kase domates salçası,
 baharat( kekik,karabiber)
1 diş sarımsak rendesi
1 tatlı kaşığı tuz,
1 yemek kaşığı sıvıyağ
Sosu sulandırmak için biraz su

Yapılışı
Hamur için önce ılık suyumuz ile mayayı eritelim ve beş dakika kadar bekletelim .
Maya eriyince şeker ve tuzu ilave edelim eritelim..Sonra diğer hamur malzemelerimizide ekleyip kulak memesi yoğunluğunda bir hamur elde edelim..Hamurun üzerini hava almayacak şekilde kapatalım 30 dakika kadar mayalanmaya bırakalım..
***
Hamurumuz mayalandıktan sonra iri bir portakal büyüklüğünde beze alıp elimizle açalım sonra merdane ile açarak hamuru genişletelim..Hamur mayalı olduğu için çok ta kalın yapmayalım..
Hamurumuzu açtıktan sonra sos malzemelerimizi karıştırarak hazırlayalım ve pizza hamurunun  üzerine sürelim..Daha sonra malzemelerimizi isteğimize göre yerleştirelim.
***
Fırınımızı 200 dereceye getirip pizzamızı hamur pişip kabarana kadar pişirelim
daha sonra  pizzayı fırından çıkarmaya yakın rende kaşarımızı üzerine serpelim..
Bir beş dakika kaşarlar eriyene kadar tekrar fırına verelim pizzamızı..
Dilimleyip sıcak sıcak servis yapalım..

....................Afiyet olsun........................

20 Mayıs 2010 Perşembe

Madımak Yemeği...........


Madımak Karadeniz ve İç anadoluda bir çok yerde yetişen bir ot çeşidi..
İlkbaharın gelişi ile kendini gösteriyor ...
Büyükşehir pazarlarında da bir süreliğine boy gösterdiği oluyor..
Memeleket ziyaret edilir de madımak yenmeden dönülür mü?
İşte ellerimizle topladık ve yemeğini yaptık anneciğimle...
Altta resimde pişmeden öndeki hali..
Elinize madımak geçer de sizde yapmak isterseniz diye kabaca tarif edeceğim ...
Yapım şekli ıspanak yemeğini yapar gibi bir değişiklik yok aslında...

Malzeme  
1 kilo kadar madımak otu
3-4 kaşık kadar sıvıyağ
1-2 yemek kaşığı kadar salça (salçasız da yapabilirsiniz)
1 kuru soğan(yemeklik doğranmış)
küçük bir kase sucuk(isteğe bağlı)
küçük bir kase bulgur(biz fıtı diyoruz)
su

Yapılışı
Madımaklar ayıklanıp yıkanır suyu süzülür..
Tencerede sıvıyağ da yemeklik doğradığımız kuru soğan pembeleşene kadar pişirilir .Salça ilave edilir biraz daha kavrulur.Madımakları ekleyelim biraz daha kavurup üzerine bulgurumuzu ekleyelim .
İsterseniz bulgur yerine pirinçte ekleyebilirsiniz ama bulgurla daha lezzetli olur..
Minik dilimlediğiniz sucuğu da ekleyip suyunu ilave edip madımaklar yumuşayana kadar pişirelim ... 
Sonrada afiyetle yiyelim
................................Afiyet olsun.......................

18 Mayıs 2010 Salı

Ş.Karahisarda köylü pazarı ...

Şebinkarahisar'da pazarın kurulduğu Salı günü yerli halk için de ziyaretçiler için de çok özeldir..
Tüm köylüler abartısız sabah namazı ile büyük bir zevk ve heyecanla şehirin yolunu tutar..
Kimisi emek verdiği ürünü satacak para kazanacaktır, haftalık eksiklerini görecektir;
 kimisi de bunun yanında bir hafta boyunca göremediği eşi dostu görecek hasbihal edecektir.. 
Anlayacağınız iş, aş ,eğlence hepsi bir arada..

 

Pazar alış verişlerinin sona ermesi çoğu zaman öğle vaktini bile bulmaz...
Erken kalkan yol alır misali herşey öğleden önce halledilir..
İşte yukarıdaki  resim de daha çok kadın satıcıların bulunduğu kadınlar pazarı..
Peynir çeşitleri, taze çükelikler, tereyağlar, pekmez, madımak, taze yumurtalar daha bir sürü şey..
En güzeli de hepsinin doğal, katkı maddesiz (en azından şehirde yediklerimize göre)  olması ..
İnsanın hepsinden alası geliyor..
Fiyatlarda İstanbuldakilere göre çok çok makul...
Annem köye giderken mantarın tam da mevsimi olduğundan bahsetmişti..
Pazarda dolaşırken bir kaç çeşidine rastladık..
Mesela yukarıda açık renkli büyük mantarlar yaylada yetişen cins bir mantarmış ..Adını Çanşur dediler..
Fiyatını sordum kilo değil belki daha azdı 30 tl dedi satıcı.
Az bulunan cinsten olduğu için pahalı imiş..
Siyah siyah görünen kuzu göbeği imiş lezzetli olduğunu söylediler ama cesaret işi biraz ....
Gerçi köylüler hangisi yenir hangisi yenmez bilirler..
Taze peynir , tereyağı ve yumurtalar..
Köydeki teyzelerin kullandığı peynir mayasından aldım gelirken ,
evde kendi peynirimi yapmayı deneyeceğim bakalım  becerebilirsem paylaşırım sizinle.....

El emeği  bir sürü şey var...


Şebinkarahisarın meşhur dövme fındık helvası bu şekilde yapılıyor...
"Kavrulmuş fındık kütükten oyma kovada en az dört saat dövülerek öğütülüyor.
 Daha sonra 1 kilograma, 2 kilogram pudra şekeri ölçüsünde pudra şekeri ile karıştırılıyormuş.
 Sonra bu karışım 4 buçuk saat tekrar hiç başından kalkmadan dövülmesi gerekiyor."
Resimde ki kişi her gördüğümüzde bu şekilde fındıkları dövüp duruyor ama sonuçta ortaya enfes bir tad çıkıyor..
Altta pazardan bir görünümm...


Özellikle Pekmez kaynatmakta kullanılan boy boy kazanlar... 

Kazanı alan gidiyor...



İstanbul'a  dönerken bir dükkana girdik ..
İçeride yok yok
Aşağıda çeşitleri sırası ile resimledim .....
İç cevizler(bu arada Ş.karahisarın cevizleride çok ünlüdür özellikle güllüoğlu baklavalarının tercih ettiğini biliyorum)
Dut pestilleri altta... 


Bunlarda pestil ama üsttekileri tercih ederim ...
Çocukken hatırlarım annem pestilin içine ceviz koyar yedirirdi bize...


Altta Şebin tatlısı
Satıcı tattırdı enfes İstanbul'da Kapalıçarşı'ya satış için gönderdiklerini de ilave etti..


Ballar yine yöresel...


Alttakileri bilirmisiniz bilmem....
Şebinkarahisar'ın yöresel ekmeği fırın kurusu veya kuru ekmeği...
Köylü kadınların taş fırınlarda simit şeklinde yaptıkları,
 sonrasında da ateşi alınmış sıcak fırında bir gece bekleterek kurumalarını sağladıkları ekmek çeşidimiz...
Islatılarak yeniliyor..
Yerken tadı sanki galetayı andıyor biz çok seviyoruz...
İstanbulda da bir çok yerde satıldığını biliyorum...
Bu arada belirteyim kalori oranı çok düşük kilo aldırmıyor gibi birşey...  



Dut pekmezi ,erişte ve şehriyelerimiz..
Bunları da kadınlar kışlık olarak hazırlıyor kışında afiyet ve lezzetle yiyorlar..


Yine pazarın vazgeçilmezi ve tam mevsimi  olan madımak ...
Yemeği ıspanak yemeği gibi yapılıyor özellikle de sucuklu yapılanı çok lezzetli oluyor...
Köyde annemle yemeğini yaptık sizlerle de paylaşıcam inşallah...


Köy pazarımızdan görüntüler bu kadardı ...
Hepinize sevgiler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...